
ÖABT Türkçe -Edebiyat
2.3K subscribers
About ÖABT Türkçe -Edebiyat
.
Similar Channels
Swipe to see more
Posts

Sevgili arkadaşlarım Hepinizin kurban bayramını kutluyorum Bayram herkese sağlık huzur afiyet hanelerinize bereket getirsin. Atanmak için çıktığınız bu yolda verdiğiniz emekler karşılığını bulsun, yaptığınız fedakarlıklar, bu yolda adeta kurban ettiğiniz özel hayatınız , şahsi konforunuz , sosyal yaşantınız , maddi manevi katlandığınız zorluklar beslediğiniz hayaller , çalışma karşısında gösterdiginiz ümit ve iradeniz sizlerin atanmanızın referansı, teyiti , şahidi olsun. 🙏 her emek mutlaka karşılığını bulacaktır bazen sizin istediğiniz zamanda bazen kaderin münasip gördüğü zamanda. Evrene verilen pozitif veya negatif hiçbir enerji boşa gitmiyor bumerang gibi geri dönüyor. O yüzden sınava az bir zaman kala göstermiş olduğunuz en ufak bir hamle dahi sizi bir üste taşıyacaktır sıralamanızı etkileyecektir hamle üstünlüğünü elinizden bırakmayın. Baklavaları çok yemeyin ( sarma yiyebilirsiniz ) sorgucu teyzeleri çok kaale almayın konuşmaya kalkan olursa TÜİK verilerinden bahsedin.Ve en geç bayramın 3. günü çalışma masasına oturun. Sizleri seviyoruz ve Eğit Akademi ailesi olarak buraya kadar birlikte geldigimiz bu yolun inşallah sonunun da felaha çıkacağına inanıyoruz. Ailelerinize de selam ve hürmetlerimi, bayram tebriklerimi iletin. 💐🍬 M.EĞİT

✅Karahanlı Türkçesi Durum Zarfları⚡✳️ akru = yavaşça akrun amul = sakin çın = doğru katıġ terk = çabuk terkin andag = öyle berk = sağlam çıgay edgü köni = doğru mundag = böyle munı teg = bunun gibi yügrü = koşarak yakşı ucuz = değersiz yaguk

⚡✳️Şehzade ile Aç Pars Hikâyesi✅ Çatikte açlıktan ölmek üzere olan bir parsı kurtarmak isteyen fedâkâr şehzâde anlatılır. Parsın ölmemesi için şehzâde kendisini ona yem eder. Çatiğin sonunda Buda, şehzâdenin, kendisi olduğunu ifâde eder. Bu hikâyede çok canlı ve akıcı bir üslûba sâhiptir. Şehzâdenin ölümü üzerine söylenen şiirlerde ise tam bir ağıt havası vardır.

✳️✅Orhan Kemal • Edebiyata şiirle başlayan Orhan Kemal, cezaevinde Nazım Hikmet ile tanışmasından sonra hikâye ve romana yöneldi. • Onun kendinden öncekilerden farkı, anlattığı hayatın içinden gelmesidir. Özellikle hikâyelerinde işçi ve küçük memur gibi orta tabaka; dilenci, çöpçü ve fahişeler gibi alt tabaka insanının hayat mücadelelerini ve özlemlerini anlatır. (Küçük adamların hikayesi) • Hikâyelerinin mekânı, daha çok yaşadığı (Adana,hapishane, İstanbul’un kenar semtleri) çevrelerdir. • Hikâye Kitapları: Ekmek Kavgası (1949), Sarhoşlar (1951), Çamaşırcının Kızı (1952), 72. Koğuş (1954), Grev (1954), Arka Sokak (1956),Kardeş Payı (1957), Babil Kulesi (1957), Dünyada Harp Vardı (1963), işsiz (1966), Önce Ekmek(1968)

İsmail Gaspıralı'nın Mehmet Emin Yurdakul'a mektubu: Sevimli Karındaş, Kanun-ı evvel üç tarihli mektubunuzu yedisinde alıp hediye buyurduğunuz “Türkçe Şiirler”e sevindim ve kelimesine muntazır kaldım: Rusya nizamınca âsâr-ı şarkîye postadan doğruca Tiflis Sansürhanesi’ne yollanıp muayeneden sonra adresâtına gelir. Bundan dolayı eserinizi pek geç aldım, okudum; pek ziyade ferahladım. Eseriniz hakkında edeceğim mütalaayı Ş. Sami Beyefendi yazmış; tekrarına hâcet yokdur. Bir denilecek kalmış ise -lisanından maada efkârı da İstanbul’un “mahtâb”dan “kara saç ile mai göz”den ibaret âsâr-ı şiiriyesinin- cümlesine faik olduğudur. Cübbeleri kıyamet olan efendiler, bastonları, jaketleri alâmet olan şık beylerin usûlüne muhalif sade ve “kaba” Türkçe kalem çekmek büyük cesarettir; âsâr-ı edebiye ve şiiriye arasına böyle meslekli bir eser aralaşdırmak Türk âlemine büyük bir hizmettir ki derûnen tebrik ediyorum. “Türk âlemine” dediğim mübalağa zannolunmasın: mübalağayı ne severim ve ne ederim; doğrusudur; çünkü şiirlerinizi Edirne, Bursa, Ankara, Konya, Erzurum Türkleri anlayıp, lezzetlenip okuyacakları gibi Tiflis, Tebriz, Şirvan, Horasan, Türkistan, Kaşgar, Deşt-i Kıpçak, Sibirya, Kazan ve Kırım Türkleri de okuyacakdır ki bu şerefe Fuzûlî ve Nâbî nail olamadılar. Kırk elli milyonluk ve otuz asırlık bu âleme iptida bir kaşık oğul balını yediren siz oldunuz ki size şerefdir, bize saadetdir! Tekrar tebrik ediyorum. “Tercüman”ın da çabaladığı bu yolda hizmettir, sade ve “kaba” lisanıdır ki Dersaadet’in hamal ve kayıkçılarına, Çin dahilinde bulunan Türk devecilerine ve çobanlarına gazeteyi tanışdırmakdır; Kazan’da, Sibirya’da olduğu gibi, Tebriz’de ve Horasan’da da Bahçesaray dilini öğrenmeye meyil doğurmuşdur. İstanbul edebiyatının mesleksiz devamından ve tutî kuşu lisanından usanmış, kararmışdım; şiirleriniz pek büyük teselli oldu. Bunun için de Allah sizden razı olsun! Size karındaşçasına gazetemi takdim idiyorum. Duhuli memnu’ değildir. Lakin sansür ile posta müzelerine emanet edemeyip Rusya postahanesine restante kalmak üzere adres yazdım. Her salı günü bir adam gönderip alır iseniz pek memnun olurum baki dua ve uhuvvet. (Büyük Muallimin Büyük Şaire Bir Mektubu, Türk Yurdu, 27 Teşrin-i Sani 1330, No: 12, s. 2404-2405)

✳️Bekir Sıtkı Kunt (1905-1959)✨✅ • Sadri Ertem’in Vakit gazetesinde başlattığı sosyal gerçekçi anlayışın tesiri altında 1930’dan sonra hikâye yazmaya başlamıştır ve ilk kitabı Memleket Hikâyeleri’nde bu etki açıkça görülmektedir. Sanatın bir gayesi olduğuna inanmaktadır. • Bekir Sıtkı Kunt 1940’tan sonra, Maupassant tarzı hikâyeden Çehov tarzı hikâyeye yönelir. Herkes Kendi Hayatını Yaşar’daki hikâyelerle başlayan bu yöneliş,Yataklı Vagon Yolcusu ve Ayrı Dünya ile devam eder. • Olayları dümdüz anlatmanın sanat olmadığını düşünen yazar, Memduh Şevket Esendal’ın diline ve anlatışına yaklaşır. • Hikâye Kitapları: Memleket Hikâyeleri (1933)Talkınla Salkım (1937), Herkes Kendi HayatınıYaşar (1941), Yataklı Vagon Yolcusu (1948), Ayrı Dünya (1952) Yeni ed. Notlar: Dr.Filiz FERHATOĞLU