
Alican Uludağ
482 subscribers
Similar Channels
Swipe to see more
Posts

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Sinan Ateş cinayetinde Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın Özel Kalem Müdürü ve yardımcısı Emre Yüksel ve eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş ile iki özel harekat polisinin arasında bulunduğu 10 sanığa verilen mahkumiyet kararlarını onadı. #ÖZELHABER


ZEHRA KINIK YALNIZCA 1 AY CEZAEVİNDE KALACAK 6 Şubat depremlerinin ardından çatır sattığı ortaya çıkan eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın kızı Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümü ve iki kişinin yaralanması nedeniyle "taksirle ölüme ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza ertelenmedi. Eğer bu ceza onanırsa İnfaz Kanunu'na göre, Zehra Kınık yalnızca bir ay kapalı cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olacak. Yalnızca bir ay. Tabi o ara yeni infaz indirimi gelmezse. Kınık, yalnızca bir gün gözaltında kaldı ve serbest bırakıldı, dava sürecinde ise hiç tutuklanmadı. Aslında Oğuz Murat Aci'nin ölümüne neden olan Timur Cihantimur'un annesi Eylem Tok, oğlunu boşuna(!) ABD'ye kaçırdı. Türkiye'de kalsa zaten bu adalet sistemi, oğlunu en fazla üç ay cezaevinde yatırırdı. Belki o kadar bile yatmayacaktı.


TBMM'deki HSK üyeliği kurasında şaibe mi var? TBMM Genel Kurulu'ndaki HSK seçimlerinin iki oylamasında AKP ve MHP'nin oylarıyla en çok oyu alan 5 adaydan 4'ü nasıl olur da kuradan çıkarak HSK üyeliğine seçilebiliyor? Komisyon aşamasında Anayasa'nın çiğnendiği HSK üyeliği seçiminin TBMM Genel Kurulu'ndaki kura aşaması da ciddi şüpheli. Nasıl mı? TBMM Genel Kurulu'nda dün yapılan seçimlerde Fuzuli Aydoğdu, Hakan Yüksel, Seyfi Han, Cengiz Aydemir ve Alişan Tiryaki HSK üyeliğine seçildi. Oysa henüz komisyon aşamasında dahi seçimler yapılmamışken, biz Fuzuli Aydoğdu, Hakan Yüksel ve Alişan Tiryaki'nin seçileceğini biliyorduk. Bunlara ek olarak mevcut HSK üyeleri Ergün Şahin ve Aysel Demirel'in de seçileceği konuşuluyordu. Seçimlerin komisyon aşamasında, ilk iki turda nitelikli çoğunluk sağlanamamış, 3'üncü turda kura yapılması gerekiyordu. Ancak AKP ve MHP, açıkça Anayasa'yı ihlal ederek kura yapmak yerine 3'üncü turda oylama uydurdu ve istediği 15 adayı belirledi. Adı geçen 5 isim de 15 kişi aday arasına girmişti. TBMM Genel Kurulu'nda dün 15 üye arasından 5 isim HSK üyeliğine seçilecekti. Bu arada iktidar, Ergün Şahin'in yerine son dakika Seyfi Han'da karar kıldı. İlk iki turda nitelikli çoğunluk sağlanamadı. Ancak en çok oyu alan üyeler Fuzuli Aydoğdu, Hakan Yüksel, Alişan Şahin, Seyfi Han ve Aysel Demirel oldu. Komisyon aşamasında kura yerine oylama uyduran iktidar, bu kez TBMM Genel Kurulu'nda 3'üncü turda Anayasa'ya uygun olarak kura yöntemine gitti. Ancak nasıl olduysa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un yönettiği kurada, ilk iki turda en çok oyu alan Fuzuli Aydoğdu, Hakan Yüksel, Seyfi Han ve Alişan Tiryaki, iki adaylı kura torbasından çıkmayı başardı. Düşünün, AKP ve MHP'nin seçilmesi için en çok oy verdiği 5 adaydan 4'ü kuradan çıkarak HSK üyeliğine seçiliyor. Bu rastlantı mı yoksa bir iş mi var bilmiyoruz, ancak sonuçlar büyük şüphe uyandırdı. Zaten o şüphe de TBMM Genel Kurulu'ndaki tutanaklarına şöyle yansımış: BAŞKAN (Numan Kurtulmuş) - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89'uncu Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum. Şimdi, ikinci oylamada en çok oyu alan adaylar arasından ad çekme usulüyle Hâkimler ve Savcılar Kuruluna üye seçimi tamamlanacaktır. AHMET ÖZYÜREK (Sivas) - Başkanım, o arkadaşlar orada ne duruyor? CELAL ADAN (İstanbul) - Meclis Başkanına güvenin ya! BAŞKAN - Arkadaşlar, güvenmiyorsanız ben ineyim buradan, kurayı çekecek olan gelsin. Ben sadece kalbiniz tatmin olsun diye söylüyorum, hakikaten zor bir iş. 2 arkadaş Mecliste milletvekillerimizin oylarıyla en üst noktaya gelmiş. Şimdi, bunların arasından 1 ve 2 numaralı pulları içine koyuyorum, bunlardan bir tanesi çekeceğiz. Evet, isimler, seçilecek 1 üyelik için Yargıtay üyeleri arasında en çok oyu alan üyeler: 1 numara Fuzuli Aydoğdu 2 numara Ömer Faruk Aydıner. 1 numara Fuzuli Aydoğdu. Seçilen aday bu kuraya göre Fuzuli Aydoğdu 1 numaralı pulda. Yargıtay üyeleri arasında seçilecek 2'nci üyelik için en çok oyu alan adaylar: Hakan Yüksel 1 numaralı pul. İbrahim Temir 2 numaralı pul. 1 numara Hakan Yüksel. 2 pulu da çıkarıyorum. Tekraren söylüyorum, isteyen arkadaş gelip benim yerime bu pul çekimini yapabilir.

https://x.com/alicanuludag/status/1924861770247671932?s=46

FETÖ'nün eski emniyet imamı olan ve halen KÖZ grubunun lideri Kemallettin Özdemir, silahlı terör örgütü kurma/yönetme suçundan, etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Kemalettin Özdemir, duruşmada gizli oturum yapılmasını da isteyerek, "anlatamadıklarım" var dedi, HİLTON'un 5. katında dönemin MİT Başkanı'na bilgi verdiğini iddia etti. "2010 yılından itibaren ben bu yapıyla bir mücadeleye girdim. Bu zamana kadar söylemediklerim vardı. Ben ceza alsam da bu ayıbı aileme bırakmak istemiyorum. O yüzden Bunları şimdi söylemek istiyorum. Belki gizli bir oturum yapılır ve anlatabilirim. Bir kısım Bakanların burada tanıkların dinlenmesini istiyorum. Dönemin İçişleri Bakanı, MİT Başkanı ile aylarca Hilton Otel’in 5’inci katında benden bilgiler alındı. Görüntüler de var, kayıt alındı. Ben artık dayanamıyorum bu iftiralara. İsmen şahsen devlet yetkililerinin isimlerini tek tek arz ederim gizli bir oturumda çünkü devletimin isimlerinin medyada bahis konusu olması içimi acıtır. Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in de dinlenmesini istiyorum. İsmen şahsen devlet yetkililerinin isimlerini tek tek arz ederim gizli bir oturumda çünkü devletimin isimlerinin medyada bahis konusu olması içimi acıtır."

ABDULLAH ÖCALAN, YENİ İMRALI SÜRECİ KAPSAMINDA PKK, PYD ve KUZEY IRAK YÖNETİMLERİNE MEKTUP GÖNDERDİ MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ekim ayında başlattığı Yeni İmralı Sürecinde en kritik dönemece girildi. Şubay ayı sonunda Abdullah Öcalan’ın terör örgütü PKK’ya karşı bir çağrıda bulunması bekleniyor. Bu çağrının içeriğinin “silah bırakma ve örgütü lağvetme” mi yoksa yalnızca “Türkiye’ye karşı eylemlerine son verme” çağrısı mı olacağı henüz bilinmiyor. Öcalan, PKK’dan silah bıkarak dönüşmesini isteyebilir. Bunu, yeni müzakere sürecinin başlaması demek. Bu noktada Öcalan, yeni süreci yönetmesi için (herhangi bir yol kazasına uğramamak için) iktidardan “tecridin” kaldırılmasını ve yasal güvence istediği de biliniyor. Ancak ne Erdoğan ne de Bahçeli, henüz yeni sürecin yol haritasının ne olacağını açıklamış değil. Yalnızca “şartsız silah bırakma” çağrısı bekliyorlar. Bu süreçte DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. Bakırhan’ın, görüşmede “Barış ve kardeşlik çalışmaları konusunda Türkiye’nin size ihtiyacı var” demesi, sürecin Bahçeli’nin varlığına bağlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Bugüne kadar Öcalan ile iki kez görüşen DEM Parti İmralı Heyeti, 16-17 Şubat günlerinde Kuzey Irak'a giderek yeni İmralı sürecine ilişkin Mesud Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Genel Başkanı Bafil Talabani ve Hero İbrahim Ahmed ile görüşecek. Sürece ilişkin Kuzey Irak yönetiminin görüşlerini alacak olan heyet, dönüşte İmralı’ya 3. kez ziyaret gerçekleştirerek, aldığı izlenimleri aktaracak. Bu arada 12 Şubat’ta, PKK’dan yeni sürece dair olumlu açıklama gelmesi dikkat çekti. Açıklamada, şöyle denildi: “Öyle anlaşılıyor ki, çok ciddi bir karşıtlık ve darbesel bir müdahale olmazsa Önder Apo tarafından yeni bir süreç, herkes için bir değişim, dönüşüm ve yeniden yapılanma süreci başlatılacaktır. PKK ve Kürtler değişecek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türkiye ortamı değişecek, Ortadoğu ve tüm dünya değişecektir. Devlet korkmasın; Önder Apo ve Kürtler devleti yıkmayacak, demokrasiye duyarlı ve açık temelde yeniden yapılandıracaktır. Türkiye toplumu korkmasın; Önder Apo ve Kürtler Türkiye’yi bölmeyecek, Kürt özgürlüğü temelinde Türkiye’nin demokratikleşmesi için çalışacaktır. Önder Apo’nun ve Kürtlerin özgürlük ve demokrasi çabaları, Ortadoğu ve dünyada hiç kimseye karşı olmayacak; herkesin demokratik yararını esas alacaktır.” Bu açıklama, medyada pek gündem olmadı. Ancak açıklamanın perde arkasında, doğrudan Abdullah Öcalan’ın Kandil’e gönderdiği mektup etkili oldu. Bu mektup bizzat devlet görevlilerinin nezaretinde Öcalan tarafından yazılıp imzalandı. DEM Heyeti’ne verilen mektup, Avrupa üzerinden Kandil’e ulaştırıldı. Öcalan’ın mesajını alan PKK da 12 Şubat’taki açıklamayı yeni sürece hazır oldukları mesajını verdi. Aslında mektubun amacı, PKK’nın nabzını yoklamak ve sürece dair hazır olmalarını sağlamaktı. PKK’nın “olumlu” yaklaşımı da Öcalan’ın olası bir çağrısını PKK’nın dinlemeyeceği yönündeki beklentileri de boşa çıkarmış oldu. Cemil Bayık da yaptığı açıklamada mektubu doğruladı. Benzer mektupların, PKK’nın Avrupa kanadı, PYD ve Kuzey Irak yönetimine de yazıldığı öğrenildi. DEM Parti İmralı Heyeti, Kuzey Irak’taki görüşmelerin ardından yeniden Türkiye’ye dönecek ve Adalet Bakanlığı üzerinden yeniden İmralı görüşmesi için izin isteyecek. Gelecek hafta yapılması beklenen İmralı görüşmede, Öcalan’a son durum aktarılacak. Bu görüşmeden sonra Öcalan’ın açıklamasına son şeklini vermesi ve Şubat ayı sonuna doğru bunu kamuoyuna açıklaması bekleniyor. Kuşkusuz bu açıklama, “devlet görevlilerinin” belirlediği çerçeve sınırlarında yapılacak.

https://x.com/alicanuludag/status/1891904881797038211?t=NqBx8f7BlwtHljGMsb3VQg&s=19

Bilirkişi açıklaması nedeniyle hakkında "Yargı Görevi Yapanı, Bilirkişiyi veya Tanığı Etkilemeye Teşebbüs" suçundan dava açılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na bir kez daha siyasi yasak istendi. Üstelik savcıya göre "yargının bağımsız olmadığı yönünde kamuoyu oluşturmak" suç.

ARTVİN'DE AĞAÇ KESİMİNE KARŞI ÇIKARKEN ÖLDÜRÜLEN REŞİT KİBAR CİNAYETİNE DAVA Artvin’in Borçka ilçesinde ağaç kesimine karşı çıkarken taşeron şirket çalışanı Muhammet Ustabaş tarafından silahla vurularak öldürülen 46 yaşındaki #ReşitKibar’ın ölümüne ilişkin dava açtı. Ustabaş hakkında müebbet ile 75 yıla kadar hapis cezası istendi. #ÖZELHABER Artvin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi, cinayet anında iki sivil Jandarma istihbarat görevlisinin olay yerinde olduğunu, bu sırada Ustabaş'ın doğrudan hedef alarak Kibar'ı öldürdüğünü ortaya koydu. İlk duruşma, 18 Nisan Cuma günü saat 09:00'da yapılacak. Reşit Kibar, 3 Eylül 2024 tarihinde arkadaşlarıyla birlikte Artvin’in Borçka ilçesinde Çifteköprü köyü sınırları içerisinde mesire alanı için iş makinlarıyla yapılan ağaç kesimine karşı çıkmak üzere bölgeye geldi. Bu sırada şirket çalışanlarıyla köylüler arasında tartışma yaşandı. Şirket taşeronu Muhammet Ustabaş, bu sırada silahla ateş açarak Reşit Kibar’ın ölümüne, iki kişinin ise yaralanmasına neden oldu. Jandarma tarafından gözaltına alınan Muhammet Ustabaş, tutuklandı. Artvin Cumhuriyet Başsavcılığı, Reşit Kibar cinayetine ilişkin soruşturmasını tamamladı. Kibar’ı silahla vurarak öldüren Muhammet Ustabaş hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye tebbüs suçlarından müebbet ve 75 yıla kadar hapis ceza istendi. Cinayet silahının sahibi olan Fikret Merttürk hakkında da “Kasten Öldürmeye Yardım Etme, Kasten Öldürmeye Yardım Etmeye Teşebbüs” suçlarından hapis cezası istendi. İddianamede, cinayet anında olay yerinde bulunan Jandarma görevlisi S.Y. şunları anlattı: “Şoför olan S.K.aracı bulunduğu yerde döndürüp park etmeye çalıştığı esnada, 7-8 kişilik grup ile şantiye çalışanı olduğunu sonradan öğrendiğimiz iki şahıs arasında sözlü olarak tartışma yaşanıyordu. S.K. aracı park etmeye çalıştığı esnada cama yaklaşan kalabalığa sakin olmaları konusunda ikazda bulundum. Aracı durdurup ineceğim esnada taşeron şirket çalışanı olan ismini sonradan öğrendiğimiz Muhammet USTABAŞ isimli şahıs bir anda silahla kalabalığa karşı ateş etmeye başladı. Yanımdaki personel ve ben silahımızı çekmeye fırsat bulamadan birkaç saniye içinde şahıs ateş edip bir anda yola doğru kaçmaya başladı.” Jandarma görevlisi S.K.: “Mesire yerinin yapılacağı bölgeye geldiğimizde yolun 7-8 kişilik grup tarafından kesildiğini, grubun olduğu bölgenin biraz gerisinde bir aracın yanında duran iki şahıs olduğunu gördük. Ben görev aracını bulunduğu yerde döndürüp park etmeye çalıştığım esnada, 7-8 kişilik grup ile şantiye çalışanı olduğunu sonradan öğrendiğimiz iki şahıs arasında sözlü olarak tartışma yaşanıyordu. Biz aracı park etmeye çalışırken aynı zamanda araç içerisinde, cama yaklaşan kalabalığa sakin olmaları konusunda ikazda bulunduk. Biz aracı durdurup araçtan ineceğimiz esnada taşeron şirket çalışanı olan ismini sonradan öğrendiğimiz Muhammet USTABAŞ isimli şahıs kalabalığın üzerine bir anda nereden aldığını göremediğim silahla kalabalığa karşı ateş etmeye başladı. Unsur Komutanım S.Y. ve ben silahımızı çekmeye fırsat bulamadan birkaç saniye içinde şahıs ateş edip bir anda yola doğru kaçmaya başladı.”