
Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû
7.4K subscribers
About Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû
Hazret-i Mevlânâ eş-Şeyh Mahmud en- Nakşibendî el- Müceddidî el-Hâlidî el-Ûfî (Kuddîse Sirrihû) 1929 yılında Trabzon vilâyetinin Of kazasının Miço (Tavşanlı) köyünde doğdu. Babası Mustafa oğlu Ali Efendi, annesi Tufan kızı Fâtıma Hanımefendi olup, verâ ve takvâ ile mâruf muhterem kimseler idiler. Ali Efendi köyün camisinde imamlık yapan, aynı zamanda kendi tarlasında ziraatla meşgul olan, ibadetine düşkün ve çokça Kur'ân-ı Kerîm okuyan, kanaat ehli bir kimse idi. 1954 senesinde zorluklarla biriktirdiği parasıyla hacca gitti ve Mekke-i Mükerreme'de rahatsızlanarak vefat edip Cennetü'l-Me'lâ'da, daha önce orada vefat etmiş bulunan babası Mustafa Efendi'nin yakınina defnedildi. 1949'da ise annesi Fâtıma Hanım vefat etti. Mahmud Efendi'nin daha çocukluk çağındaki olgunluğu, etrafındaki herkesi ona hayran bıraktığından dolayı köylüler, ona benzesinler diye çocuklarına "Mahmud" ismini vermekteydiler. Altı yaşında iken anne ve babasının nezaretinde hâfızlığını tamamlayarak köyün hocalarından Arapça tedrisine başladı. Daha sonra Kayseri'ye giderek bölgenin değerli âlimlerinden Tesbihçizâde Ahmed Efendi'den sarf, nahiv ve Farsça dersleri aldı.Tefsir, hadis, kelâm, belâğat, fıkıh ve usûl-ü fıkıh gibi şer'i ilimleri; hocası ve aynı zamanda eniştesi olan Süleymaniye Medresesi dersiamlarından büyük âlim Çalekli Hacı Dursun Feyzi Efendi'den tamamlayarak on altı yaşında icâzet aldı. Icâzet aldığı sene maaşsız olarak köyünde imamlığa başladı ve tey- zesinin kızı Zehra Hanım ile evlendi. Bu evliliğinden Ahmed, Abdullah ve Fátima (v. 2003) adlarında üç çocuğu oldu. Bu arada zamanın Reisülkurrâsı, mûteber âlimlerden Mehmed Rüşdü Aşıkkutlu Hoca Efendi'den tashih-i huruf ve Kur'ân-ı Kerîm kıraati dersleri aldı. 1952 yılının Haziran ayında, okuttuğu talebelere icâzet vererek askere gitti.
Similar Channels
Swipe to see more
Posts

“رُتْبَةُ العِلْمِ أعْلىَ الرُّتَبِ” “Bütün rütbelerin en yükseği ilim rütbesidir.” İlimle beraber amel ve ihlâs da gerekir. İslâmî ilimleri iyi öğrenmeye dikkat edelim. Bir daha bu hayat ele geçmez. Yarın ahirette cennetlerde çok çeşitli yemekler, içecekler olacak, dünyada yeme içmenin fazlasıyla kendimizi meşgul etmeyelim. Orada elbiseler, başörtüler, köşkler, saraylar çok olacak, dünyada kendimizi bunlarla meşgul etmeyelim. Orada vasıtalar çok olacak, dünyada kendimizi bunlarla meşgul etmeyelim. Şu dünya hayatını gözümüzün bebeği gibi bilelim, cennette her şey çok ama orada ilme çalışmak ve ibadet yok. Onlar burada var. Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû


Allah-u Tealâ bize bu muazzam Kur'an-ı Kerim'i verdi. "Alın bunu okuyun, inceleyin, bunda ibret vardır, tenbih vardır, öğüt vardır." buyurdu. Bizler ise: "Ya Rabbi! Yunan felsefesini okumayı bitireyim de, ondan sonra Kur'an'a bakarım." diyoruz. Bir genç ziyaretimize gelmişti, baktım üniversiteye sövüyor ve diyor ki: "Uzun yıllarımı o okullarda geçirdim. Sonunda diplomamı aldım ve yüksek mevki sahibi oldum. Lakin sonradan öğrendim ki, Allah-u Tealâ beni kendisine ibadet etmek için yarattı, ben ise nasıl ibadet edeceğimi dahi bilmiyorum. Bana Allah-u Tealâ'dan, Resulünden, İslam Dini'nden hiç bahsedilmedi, o kadar senelerim boşa gitti." dedi. Ben de ona: "Oğlum! Gel medreselerimizde oku." dedim. Bana ne desin: "Hoca efendi! Bunca senedir okumaktan akıl mı kaldı? Ancak sövebiliyorum." Eğer eksiklerini telâfi etmez, o halde ölürse, asıl ahirette sövecek. Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû


YA ERHAME'R RAHIMÎN! YA ERHAME'R RAHIMÎN! YA ERHAME'R RAHIMÎN! Hafızlık yapanları, Arapça okuyanları mutlaka muvaffak eyle. Rızıklarını helâlinden ihsan eyle. Kimseye muhtaç eyleme. Okuyan talebeleri tez yetiştir. Hocalarımıza rahmet eyle. Okuyanların mükâfatlarını kat kat ver. Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû


Bir defasında Efendimiz sallallahu aleyhi ve selem Aişe validemizin dizine başını koyarak uyumuştu. Hazreti Aişe validemizden akan gözyaşları Efendimizin mübarek tenine değince uyandı, gördü ki Hazreti Aişe validemiz ağlıyor, Hazreti Peygamber sordu: "Ey Aişe! Niçin ağlıyorsun?" Hazreti Aişe: "Ey Allah'ın Resulü! Cehennemi düşündüm de, onun için ağlıyorum, acaba siz kıyamet gününde aile efradını hatırlayacak mısınız?" dedi. Hazreti Peygamber şu cevabı buyurdular: "Kıyamet gününde insan şu üç yerde kimseyi hatırlayamaz: Birincisi; mizanın yanında tartısının hafif ya da ağır oluşunu öğreninceye kadar kimseyi hatırlamaz. İkincisi; kitaplar verilirken. Kişiye 'geliniz, kitabınızı okuyunuz!' dendiğinde, kitabı sağından veya solundan ya da arkasından mı verileceğini öğrenmedikçe ne aile efradindan ve ne de başkalarından hiç kimseyi hatırlayamaz. Üçüncüsü de; Cehennemin üstüne iki tarafında birçok çengelleri ve dikenleri bulunan köprü kurulduğundadır. Kişi bu köprüden geçip, kurtulup kurtulmadığını öğrenmedikçe ne aile efradından ve ne de başkalarından hiç kimseyi hatırlayamaz. Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû


Soruyorum sizlere, mesela on sekiz yaşında bir delikanlı evlenip sonra askere gitse. Aradan bir müddet geçtikten sonra izin alarak bir iki günlüğüne ailesinin yanına, evine gelse. Hanımı ile karşılıklı sohbet ederken, onunla konuşmaktan, görüşmekten bezer mi? Usanır mı hiç? Usanmaz değil mi? Peki neden Mevlâ Tealâ ile görüşmekten usanılıyor, sıkıliniyor, namaz bir an evvel bitirilmek isteniyor? Halbuki namaz esnasında kul ile Rabbi arasından yetmiş bin perde kaldırılır. İbadetlerden lezzet almak için uğraşalım, fakat lezzet almak niyetiyle değil, Mevlâ Teala'yı razı etmek niyetiyle ibadet edelim. Velhasıl Rabbim ile görüşeyim niyetiyle ibadet edenler çok azdır. Beyitte geldiği üzere: "Darul emandır bu şehir, lakin giren yüzbinde bir." Bahsettiğimiz şekilde ibadet edemediğimize üzülelim. Bir taraftan da böyle olmak için gayret edelim. Şu var ki, tarikat-ı aliyyeye giren bir kimse, önce Şeriatın emirlerini işlemek şartiyle, zikrine, fikrine, rabıtasına devam ettiği müddetçe, Allah'ın izniyle mutlaka muvaffak olur. Tekkeyi bekleyen, nimete kavuşur. Dünya çalışmak yeridir. Çalışanın yüzü ak, kalbi pak olur. Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû


Ya Erhame'r Rahimîn! Ya Erhame'r Rahimîn! Ya Erhame'r Rahimîn! Sakal, o, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem)'in sünnetidir. Çarşaf, sakal, cübbe, sarık İslâm nişânıdır. Bu nişanlardan ayırma bizi, tut elimizden. Bu kadarıni Sen ihsan ettin Bize, ümidimiz yine sanadır. Bu yola çalışanları hakkıyla yetiştir. İlim, amel ihsan eyle. Bu âhir zamanda bu iyiliği yaptın. Tamamini Senden istiyoruz. Kayır bizi, bilmediklerimizi öğrenelim öğretelim Senin rızan için. Ulema'yı âmilîn, Evliya'yı vâsilîn ile haşret bizi. Bizden evvel ölenleri rahmet-i ilâhiyyene gark eyle. Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû


Ya Erhame'r Rahimîn! Ya Erhame'r Rahimîn! Ya Erhame'r Rahimîn! Hepimize makbul hac ve umreler ihsan eyle. Kalplerimizi geniş eyle. Zikrullah ile nurlandır. O nur bir daha sönmesin. Bize dînî kardeşlik, dînî muameleler ihsan eyle. Sahabelerin kardeşliği gibi kardeşlik ihsan eyle. Onlar gibi ilim, amel, ihlas, irfan sahibi eyle. Onlar gibi Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem)'e tabi olmayı nasib eyle. Cümlemizi, hocalarımızı, şeyhlerimizi de dostluğuna kabul eyle. Bu yolda olmayanları bu yola al. Kocası bu yoldaolmayanları da bu yola al. Şu kullarını din-i mübin-i İslâm'a hizmet ettiriyorsun, tamamına erdir. Ya Erhame'r Rahimîn! Bu kadar ilmi Sen verdin. Tamamına Sen erdir bizi. Dünyada ve ahirette ulemadan ayırma bizi. Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû


YA ERHAME'R RAHIMÎN! YA ERHAME'R RAHİMÎN! YA ERHAME'R RAHIMÎN! Hocalar arasına Senin için sevgi ver. Aralarındaki kırgınlıkları, buğuzları bırakma. Karı koca dargınlıklarını izâle et. Herşeye kadirsin. Müslümanlara muvaffakiyetler ver. Harpleri İslâm'ın ve ehl-i İslâm'ın lehine eyle. Bütün Müslümanları İslâm'da cem et. Mahmud Efendi Hazretleri Kuddise Sirruhû


İnsan zikir ede ede ruhunu uyandırıyor. Ruhu uyanınca tefekkür ediyor, tefekkür edince batildan hakka geçmiş oluyor. Dön dolaş hep zikrullah, hem de rabita üzere olmak partıyla. Ya Rabbi! Bizlere bu kadarını ihsan eden Sensin, tamamını da ihsan et. Ámin. İbadetlerimizi çok güzel ifa etmeliyiz. Namazımızı paldır küldür, çabuk çabuk, tadil-i erkâna dikkat etmeden kılmamalıyız. Mevlâ Teala'nın huzurunda olduğumuzu unutmadan, edep ile, saygı ile, namazdan usanmadan, sıkılmadan kılmalıyız. Mahmud Efendi Hazretleri. Kuddise Sirruhû


راقبة الْعِلْمِ أَعْلى الرتب "İlim rütbesi, rütbelerin en yükseğidir" Namazı güzel kılmak, bu rütbenin tamamlanmasıdır. Namaz kılarken okunulan ayet-i celileleri, kalbin gözü müse hade etmiyor, kalbin kulağı duymuyor, kalbin lisanı söylemi- yorsa bu nedendir acaba? Her insanın aslında dört kulağı vardır. Bunların ikisi başın iki tarafında, ikisi ise kalptedir. Her insanın gözleri de dört tanedir, ikisi yüzde bulunur, ikisi kalptedir. Kafada bu lunan gözlerin görmesi, kulakların işitmesi ve lisanın konuşması bedenin diri oluşuna bağlıdır. Zira ölü bir kimse göre mez, işitemez, konuşamaz. İşte bunun gibi kalpte bulunan gözlerin görmesi, kulakların işitmesi, lisanın konuşması da ruhun diriliğine bağlıdır. Ruhun diriliği ise, zikre bağlıdır, Nitekim Sûre-i Âl-i İmran'da şöyle buyurulur: الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُوداً وَعَلَى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ ) "(Akıl sahipleri) O kimselerdir ki, ayakta iken, otururken ve yatarken Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında iyice düşünürler ve şöyle derler: 'Ey Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın, sen batıl şey yaratmaktan. münezzehsin. Artık bizi cehennem ateşinden koru." (Ayet: 191) Mahmud Efendi Hazretleri. Kuddise Sirruhû
