Şaşkın Kelimeler (M'S) WhatsApp Channel

Şaşkın Kelimeler (M'S)

25 subscribers

About Şaşkın Kelimeler (M'S)

Burada haftalık makalelerimiz paylaşılacaktır. Takip etmeniz bizleri mutlu edecektir. (Telefon numaralarınızı hiç kimse görmeyecektir)

Similar Channels

Swipe to see more

Posts

Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
5/25/2025, 9:29:25 PM

Başkasından bekleme kolaycılığı (Yeni yazım) Bizden neden olmuyor biliyor musunuz? Biz kendi evimizin önü kirli iken başkasının evinin önünün kirliliğinden söz etmeyi çok seviyoruz. Aslında kendi evimizin önünü temizlemiş olsak sorunlardan en az birini halletmiş olacağız. Kendimize, fikirlerimize insanların saygı göstermesini istiyor, eleştirilmeyi hiç sevmiyor ama başkalarını eleştirirken de onlara karşı çok acımasız oluyoruz. Kendi içimizde, dar alanlarda birkaç kişiyle anlaşamıyor, birlik olamıyor, fitneyi bertaraf edecek olan değerlerimize sarılamıyor, fitnecilere haddini bildiremiyor ama Müslümanların dağınıklığından, İslâm Birliğinden söz ediyoruz. Bir başka ülkede karışıklık olursa, Müslümanlar dağınıksa, Müslümanlar Amerika’ya şirinlik yapıyorsa hemen onları yerin dibine sokuyor ama kendimiz büyüyen, yükselen, dünyada söz sahibi olan ülkemizin ardında dağ gibi durmuyoruz. Ülkemizdeki sorunlardan, gençlerin kötü gidişatından hep başkalarını mesul zannediyoruz. Üretim yok diyoruz köyden şehre göç ettiğimizi, köy hayatının zahmetinden kaçtığımızı kimse bilmiyor zannederek. Devamı: https://www.dirilispostasi.com/baskasindan-bekleme-kolayciligi

Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
5/31/2025, 8:13:07 PM

CAHİL CESARETİ DEĞİL CAHİL FERASETİ O zamanlar diyor bir zeytini üç ısırıkla bitirirdik diyor. Tâbi bu bana bile yabancı gelmedi. Devamı: https://www.mustafasus.com/?p=10299

Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
6/9/2025, 9:24:32 PM

Aile Yılı ayrılık yılı olmasın (Yeni yazım) Aile Bakanlığı denilince akıllara sadece kadını koruyup gözeten bakanlık gelirdi önceleri. Aslında bu şekilde düşünülmesi de normaldi. Bizim kadim kültürümüzde ailenin köşe taşı kadındır. Kadın aileyi çekip çevirir. Çocukları kadın yetiştirir. Üstat Nuri Pakdil ne diyor? “Gel Anne ol Çünkü anne Bir çocuktan bir Kudüs yapar.” Kadına atfedilen değer önemlidir. Bu ayırımcılık değildir. Erkeği değil kadını öncelemek de değildir. Bizim kültürümüzde kadın erkeğin yükünü hafifleten, erkeğe yük olmayandır. Ama bu son yıllarda farklı bir yere evrilmişti maalesef. Malum olduğu üzere bu yıl Aile Yılı ilan edildi. Başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere tüm kurumlar Aile Yılı çerçevesinde etkinlikler düzenlemekte, kurumlarda aileyi önceleyen konular ele alınmakta. Son günlerde çokça dile getirilen doğurganlığın azlığı, yaşlı nüfusun artması gibi önemli sorunlarımız var. Devamı: https://www.dirilispostasi.com/aile-yili-ayrilik-yili-olmasin

Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
5/25/2025, 9:46:45 AM

Necibim Fazılım “Çocuklarıma süt alacak imkânım olmadığı günlerde bile bana teklif edilen paraları almadım, kaldı ki gidip başkalarından para isteyeceğim.” Kendisine atılan iftiralara böyle cevap vermişti yıllar önce Üstad Necip Fazıl. Atmadıkları iftira kalmadı. Öyle gittiler ki üstüne dört bir koldan. Necip Fazıl’ın fikrini idam ettireceğim, diyenler bile çıkmıştı. Fikri idam ettirmek? Artık nasıl bir kin besledilerse… 1960’lı yıllarda yazdığı bir yazıda: “Türkiye’deki basının dörtte üçü İslam düşmanı, kalan dörtte birinin bir kısmı da orta yolcu, nemelazımcı, bananeci; çok küçük bir kısmı da dava şuuruna sahip.” Demişti. Medyanın şimdiki halini görse ne düşünür merak ediyorum. Burada önemli bir nokta var temas etmek istediğim… Dörtte üçü İslam düşmanı olan bir basın onlarca yıldır İslam düşmanlığı yaparak ülkemizdeki Müslümanları sindirmeyi başaramamış, dörtte birlik dilimin küçük bir bölümü olan dava şuuruna sahip basın Müslümanları iktidara taşımıştır. Bu ne demektir? Devamı: https://www.mustafasus.com/koseli-yazilarim/necibim-fazilim-rahmetle/ 25.05.2022

Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
5/12/2025, 7:36:11 AM

Mağduriyetiniz kabul edilmemiştir! Yeni Yazım) “Milletimiz mağdur olana destek olur o yüzden sevmediğiniz insanların mağdur olmalarına sebep olmayın; o insan gün gelir, karşınıza çıkar ve sizi alt eder” Öyle mi gerçekten? Evet! Doğrudan söylemek gerekirse böyle! Sadece bizim milletimiz değil, aklı başında hiçbir millet haksızlığa uğrayanı görmezden gelemez. İnsanlar kimseye hakaret etmeden fikirlerini beyan ederlerken kanunen suçlu bulunmuş olsalar da “hakaret” etmedikleri için mağdur edilmiş olurlar. Kanunları da yapanlar insanlar değil midir? Geçmişte “siyasi” yönden suçlu bulunan insanlara bakın, hemen hemen hepsi beklenmedik makamlara gelmişlerdir. Kimisi belediye başkanı, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı olmuştur. Hepsi de ülkeyi yönetmeye talip idiler. Hapishanelerde işkence görenler bile vardı bunların içinde. Bunlardan hiçbiri aşırı derecede zengin değillerdi. Zengin olanlar da müteahhit değildi. Ne rüşvet almışlardı kayıtlara geçen. Ne kameraları bantlayarak otel odalarında görüşmeleri vardı. Ne yok pahasına villa sahibi olmuşlardı ne belediyenin kasasından gazetecilerle özel uçaklarla yurt dışı seyahati yapıyorlardı lüks mekânlarda kalarak. Ne belediyenin kasasından konutlarına lüks mobilyalar alıyorlardı. Belki beceriksizlikleri ile ülke ekonomisini batırıyorlar, yandaşlarına milletin parasını peşkeş çekiyorlardı ama kendileri cebini dolduran siyasetçiler değillerdi geçmişte mağdur olanlar. Otel odalarında vekil satışı yapanlar vardı ama sinyal kesicilerle iş adamlarıyla görüşen yoktu. Düşmanlarınızı mağdur etmeyin, mağdur ederseniz sizi alt edebilirler mantığıyla hareket edersek ne hukuk kalır bu ülkede ne yargıya ne de siyasetçilere güven kalır… Onca rüşvet söylentilerine, para kulelerine, suç unsuru taşıyan ses kayıtlarına, ihbarlara, açık veya gizli tanıkların iddialarına göz yumarsanız… “Bu şahıslar yarın benim başıma bela olur aman sesimi çıkarmayayım” derseniz… Devamı: https://www.dirilispostasi.com/magduriyetiniz-kabul-edilmemistir

👍 1
Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
6/1/2025, 9:29:13 PM

Muhalefet iktidara gelebilir mi? (Yeni yazım) Öyle bir muhalefet var ki ülkemizde; kimi “dostlar başına” kimi “düşman başına” diyor. Bu konuda “Ülkemizi sevenlerin bir kısmı” da ikiye ayrılmış durumda. “Dostlar başına” diyen vatanseverlerin gayesi şu: Aman bunlar hep muhalefette kalsın, tam da ülkemiz yükselişe geçmişken halihazırda ülkemizi yöneten insanlar yönetmeye devam etsin, bu fırsat bir daha ele geçmez, diyorlar. “Düşman başına” diyen vatanseverlerin dert ettiği konu da başka: Muhalefetimiz gerçek anlamda vatanını seven bir muhalefet olsa, ülkesinin çıkarına ne varsa hepsine destek olsa, iktidarın eksik kaldığı yerlerde iktidar partisini uyarsa, hükümetin ufkunu açsa, projeler üretse, içeride ve dışarıda itibarımızı koruyacak hamlelere imza atsa… Mesela tek bir kişinin siyasi istikbali için kocaman partiyi o kişiye paspas etmese. Gidip İngilizlere, sanki sandıkta oyu onlar verecekmiş gibi, “Bize destek verin, sizin işinize biz daha çok yararız.” mealinde taleplerde bulunmasa… Kendi çıkarları için ittifak yaptıkları partiler “Terörsüz Türkiye” konusunda devlete destek olunca hemen tu kaka olmasa… Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi inanmayan insanlara da özgürlük vaad edilse. Liste uzayıp gider. Size ilginç gelebilir ama bir noktaya dikkat çekmek istiyorum… Devamı: https://www.dirilispostasi.com/muhalefet-iktidara-gelebilir-mi

Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
5/29/2025, 7:20:46 AM

Dijital Çağda Genç Olmak (Söyleşi) 29 Mayıs 2025 tarihinde Bolu İl Müftülüğü Diyanet Gençlik “Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörlüğü” tarafından düzenlenen “Dijital dünyada genç olmak” başlıklı söyleşinin içeriği: Dijital dünyada genç olmak ne demektir? Seyretmektir. Bakmaktır. Görmeyi bilmemektir. Hayret etmek, şaşırmaktır. Başkalarının diliyle, başkalarının beyniyle mizah yapmaktır. Başkalarının yaptığı mizahtan zevk almak, ona gülmektir. Sadece mizah değil, başkalarının icadından da haz almak, icat yapmaya üşenmek, icat yapmak için çaba sarf etmemektir. Zaten yapılmış demektir. Her şey olmuş bitmiş bize de övmek kalmış, demektir. Eski çağların eserlerine dil ısırmaktır. Yapay zekâ ile yapılan kimi eserleri gerçek zannetmektir. (Kuşlara benzeyen çiçekler, devasa seyir terasları vb.) Fenomen olmaya çalışmaktır. Fenomen olmak için yollar aramak, yol bulamayınca bunalıma girmektir. Asıl yapması gerekenden uzaklaşmaktır. Meslek seçmek için çaba sarf etmemektir. Şaşalı lüks hayatlara özenmek, o hayatı yaşamak için gereksiz hayaller kurmak, umut peşinde koşmaktır. Oysa umut işkencedir. Hedefe gitmek için birçok yolu zorlamaktır. Oysa hedefe gitmek için yolunuz birden fazlaysa kaybolmuşsunuz demektir, der İsmet Özel. Dijital çağda genç olmak aynı zamanda kendini tanımamaktır. Başkası gibi düşünmek, başkasına öykünmek, başkasıyla düşüp kalkmaktır. Çok fazla bilgi öğrenmek, gereksiz bilgilerle beyni çöplük haline getirmektir. Büyüklere saygısızlığı özendiren, yardımsever olmayı kötüleyen bilgilerle mizahla hayata kötü tarafından bakmak demektir. Eşler arası ilişkileri, evliliği, iş hayatını kötü bilmektir. Hayvansever olmayı değil, hayvana tapmayı matah bir şey zannetmektir. LGBT gibi sapkınlığı özgürlük zannetmektir. Devletin ve kamunun malına zarar vermeyi özgürlük zannetmektir. Kardeşlere, akrabalara kötü davranmanın gerekli olduğunu düşünmek demektir. Seksen 4 yaşına gelince öğrenilecek bilgileri hemen öğrenmek demektir. Tecrübe ve pratik olmadan öğrenilen teorik bilgilerin insana faydadan çok zarar verdiğini düşünmek demektir. İyi yanları ? Bilgiye çabuk ulaşmak demektir. Ufkunu açacak bilgiler öğrenmek demektir. Geçmişle geleceği mukayese etmek demektir. Yaptığı işleri geniş kitlelere duyurma konusunda fırsat demektir. Yazdığı yazılara anında geri dönüş alabilmek demektir. Anında mesajlaşmak-mailleşmek demektir. Mustafa Süs https://www.mustafasus.com/genel/dijital-cagda-genc-olmak-soylesi/

👍 1
Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
5/18/2025, 9:38:01 PM

Milletle ters düşenler (Yeni yazım) Utanmasalar diyecekler ki: Terörü bitirmeniz yetmez, tüm teröristlerin muhalefetle her seçimde ittifak yapmalarını sağlamanız lazım. Ukrayna-Rusya savaşını bitirmeye çalışmanız yetmez, yöneticilerinin Türkiye aleyhine konuşmalarını sağlamanız lazım. Suriye’ye ambargoyu kaldırtmanız yetmez, “O ambargolar muhalefet sayesinde kaldırıldı” dedirtmeniz lazım. Hindistan-Pakistan arasındaki savaşta Hindistan’a savaşı kaybettirecek imkânları Pakistan’a sağlamak da ne demek oluyor? Krizi daha da derinleştirip suçun Türkiye’ye atılmasını sağlamanız gerekirdi. Ne demek Pakistan’a askerî destek vermek? Kurtuluş Savaşı esnasında gönderdikleri yardımlarla banka kurduysak ne olmuş ki? Teröristler silah bırakacağız, koşulsuz teslim olacağız deseler de bunların arka planında bir şeyler mutlaka vardır; çünkü biz muhalefet olarak toplum içinde deklare ettiğimiz ne varsa kapalı kapılar arkasında mutlaka gizli işler çevirmişizdir. Devletin gizli işler çevirmediği ne malum? Biz, “Millet açlık sınırında, asgari ücretliler geçinemiyor. Emeklilerin hâli perişan.” dedikçe ne bir kriz çıkıyor ne de bir kıpırdanma var olumsuz anlamda… Biz, “Aman siz bir şey bulmayın.” diyerek güya pahalılıktan söz ettikçe siz durmadan doğal gaz, petrol bulup doğal gazı sudan ucuza satıyor sonra da belediyelerin itibarını sarsıyorsunuz. Açıklanan istatistiklere bakıldığında ihracat rekorları kırılıyor, cari açık azalıyor, evler-arabalar alınıp satılıyor, sokaklarda araba park edecek yer bulunamıyor… Bu kadar araba alacak imkân vermeyin millete arkadaş. Baksanıza şehirlerin en büyük sorunlarından biri otopark sorunu… Belediyeler olarak altından kalkamıyoruz. Ve biz bunları anlamakta güçlük çekiyoruz. Toplumda hareketlilik olsun, devlete karşı herkes isyan etsin istiyoruz ama bir türlü istediğimiz ivmeyi yakalayamadık. Bir türlü milleti dönüştürmeyi başaramadık. Tamam, bunda yalancılığımızın payı olabilir. Bir dediğimiz diğerini tutmuyor olabilir ama yalansız da dönmüyor ki dünya be usta? Belediyelerin bütçesini yandaşlarımıza peşkeş çekmiş, yurt dışına paralar kaçırmış, belediyelerde hiçbir iş yapamamış olabiliriz de millet de bize teveccüh etmedi mi? İlk dönem de bir şey yapmamıştık; ikinci dönem neden seçtiler peki bizi? Emeklilerin durumu ve ekonomik şartlar bize ilgiyi artırmış olabilir ama olsun, yine de yaptığımız işleri elimize ayağımıza bulaştırmamayı başaramıyoruz bir türlü… Devamı: https://www.dirilispostasi.com/milletle-ters-dusenler

Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
2/22/2025, 3:48:52 PM

Kalabalık şehirlerde yalnız ölenler (Yeni yazım) Köpeklere, kedilere sahip çıkmayı dünyanın en önemli işi, insanlara değer vermeyi kötülük zanneden, sokaklarda gayrimeşru bir şekilde davranış sergilemeyi “özgürlük” adı altında övünerek anlatan, simide gevrek demenin matah bir şey olduğuna en ünlü köşe yazarları tarafından dikkat çekilen, arsenikli su içer yine de davamızdan vazgeçmeyiz diyen, “denize döktük dedikleri düşmanları” gibi yaşayan onlar gibi sirtaki oynayan bir şehrimizde yalnız yaşayan bir kadın on yıl önce ölüyor ve evinde sadece kemikleri bulunuyor. (Kaynak: AA) Kemiklerinin toz olmuş şekli kavanozlara dolduruluyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? İnsanların şehir şehir, belde belde övünecekleri şeylerin “işe yaramaz” şeyler oluşu, demektir. Şimdi diyecekler, hayvanlara sahip çıkmak işe yaramaz mı? Bu konuyu tartışmak bile yersiz ve gereksiz. Biz; Dağlara buğday serpiştirin, Müslümanların ülkesinde kuşlar aç kaldı demesinler.” diyen bir medeniyetin temsilcileriyiz. Hayvanlara sahip çıkmak ayrı hayvanlara sahip çıktığı için diğer insanî vasıflarının tamamını yitirmek ayrı şeylerdir. Simide gevrek demekle övün ama komşun ölsün 10 yıl sonra haberin olsun. Sokakta çocukları acımasızca öldüren köpeğe sahip çık ama insanlar yalnızlıktan psikologların kapsını çalsın. Dikkat ettiniz mi bilmem de… Boşanma sayısının en fazla olduğu şehirlerin başında kedi köpek seviciliğinin başını çektiği şehirler geliyor. Devamı: https://www.habervakti.com/kalabalik-sehirlerde-yalniz-olenler

Şaşkın Kelimeler (M'S)
Şaşkın Kelimeler (M'S)
2/9/2025, 9:39:38 PM

Özgür basının köleliği (Yeni yazım) Özgür basının köleliği (Yeni yazım) Ülkemizde şöyle bir algı var… “Hükûmete yakınsan satılıksın, değilsen özgür... Hatta hükûmete yakınsan gazeteci bile değilsin ama belediyenin doyurduğu gazeteciysen duayensin.” İster kabul edin ister etmeyin, hükûmete yakın yazarların kahır ekseriyeti; hükûmet yanlış bir adım attığı, maşerî vicdanda makes bulmayan işler yaptığı/yapacağı zaman hükûmete yakın yazarlar tarafından kıyasıya eleştirilir. İtiraz etseniz de bu böyledir; onlarca örneği vardır bunun. Gelin, görün ki özgür, bağımsız, satılık olmayan, cesur denilen; yani muhalif gazetecilerin hükûmet lehine kalem oynattıklarına şahit olamazsınız. Öyle bir “densizlik” yapana muhalif medyada iş vermezler, o kişiyi anında kapının önüne koyarlar. Bunlar satılık olmamakla övünürler ama ülkenin en lüks beldelerinde, en lüks villalarında yaşarlar. Yurt dışına giderken bir şehirden bir başka şehre gider gibi seyahat ederler ve kimse sormaz bunlara, bu değirmenin suyu nereden geliyor diye... Devamı: https://www.dirilispostasi.com/ozgur-basinin-koleligi

❤️ 3
Link copied to clipboard!