Hafızın Kalemi.. WhatsApp Channel

Hafızın Kalemi..

4 subscribers

About Hafızın Kalemi..

Zikirden mahrum olarak geçirilen vakitler Yani Allah'ı unutarak geçirilen vakitler Ömür takviminin ziyan olmuş yapraklarıdır...

Similar Channels

Swipe to see more

Posts

Hafızın Kalemi..
Hafızın Kalemi..
2/11/2025, 1:23:14 PM
Image
Hafızın Kalemi..
Hafızın Kalemi..
2/11/2025, 7:38:50 PM

💐Beraat gecesi 💐

Image
Hafızın Kalemi..
Hafızın Kalemi..
2/12/2025, 12:13:43 PM
Video
Hafızın Kalemi..
Hafızın Kalemi..
2/12/2025, 12:17:38 PM

Adam evlendi ...‼️ Eşinin yüzünü hiç görmemişti daha önce.. Eşinin yüzünü açtı rengi siyahtı.. Yüzünü ekşitti başka köşeye gitti .. Eşi adamın yanına gitti ve dediki ; 💗HAYIR BELKİ ŞERRİN İÇİNDE SAKLIDIR💗 Adamı ikna etti, zifafını tamamladı.. Adamın kalbinden sıkıntı gitmiyordu... Dayanamadı ve Bu kez şehri terketti gitti.. Aradan 20 yıl tam 20 yıl geçti.. Şehre döndü Namaz kılacaktır. Bir camiye girdi . Camide genç biri vaaz ediyordu. Ama nasıl vaaz.. 💗İnsanlar pür dikkat dinliyorlardı. Dehşete kapıldı , hoşuna gitti.. Sordu kim bu çocuk ? Dediler ki "adı ENES" Babası ? Dediler ki : "20 yıl önce buralardan kaçtı gitti .. Adı ? MALİK idi.. Adam şok oldu Eşinin söylediği söz aklına geldi yutkundu bir an utandı.. Sonra gencin yanına gitti ve dedi ki "Seninle evinize kadar geleyim. Kapıda bekliyeyim Sen annene deki ki: 💗HAYIR BELKİ ŞERRİN İÇİNDE SAKLIDIR..💗 Genç kabul etti. Gittiler Genç eve girdi. Annesine Anne ; Dışarda bir misafir var, diyorki ; Belki hayır şerrin içinde gizlidir ... Anne hemen irkildi oğluna ; "koş evladım, o senin babandır" "kapıda bekletme." Öyle sıcak karşılama oldu ki. Çünkü anne ; babasının iyiliklerinden bahsetmiş, hiç kötülememişti. Bizi terk etti yalnız bıraktı gitti" dememişti. Baba sevgisi çocukta taptaze idi. O genç alim çocuk kimdir biliyormusunuz ? Annesinin babasının yokluğunda yetiştirdiği  ; ENES İBN-İ MALİK ' tir. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem den birçok hadis rivayet etmiştir.. Efendimizin hizmetkarı olmuştur. Allah senden razı olsun ey Enes'in annesi , bize böyle güzel evlat yetiştirdin , güzel bir ders öğrettin ki .. Evet Bazen HAYIR ŞERDE GİZLİDİR.. Bilemeyiz. Bazen en yakınımızdaki insanları ailemizi eşimizi kardeşimizi sevmeyiz ama Allah onları akraba eş yaparak bize ne hayir murad etmiş bilemeyiz. Olmayan işler için üzülürüz ! * Allah bazı işleri ancak hayır için erteler.. * Seni birçok şeyden mahrum eder yine sana hayır vardır.. * Bugün ki ağlaman, yarınki hayır içindir.. * Başına gelen musibetin sonu illa ki hayırdır, Bunun için üzülme kötü görülen işlerin sonu hayırdır inşaallah.. HAMD  ANCAK  ALEMLER' İN  RABBİ  OLAN '' ALLAH 'a  MAHSUS 💐🌻💐🌻💐🌻💐🌻💐

❤️ 1
Hafızın Kalemi..
Hafızın Kalemi..
2/13/2025, 4:47:50 AM
Image
Hafızın Kalemi..
Hafızın Kalemi..
2/13/2025, 5:02:55 AM

Berat Kağıdı Dini Hikayeler Abdullah-ı Rûmî, bir sohbetinde Ebülleys-i Semerkandî'den naklen şöyle anlattı: Bir târihte Bağdât'ta, zenginler hacca gidiyorlardı. Peygamber efendimizin aşkıyla yanan bir fakîr de, o sene hacca gitmeye niyet etti ve hac kâfilesiyle yola çıktı. Kâfile hareket etmeden önce, herkes eşi-dostu ile helâllaştı. Şehir dışına çıkıldığında, zenginlerden biri bir fakîrin de hacca gittiğini görünce; "Bineğin yok, azığın yok. Sen hacca nasıl gideceksin? Bâri cebinde birkaç bin altının var mıdır?" diye alay etti. Fakîr, bu zenginin alaylı sorusuna çok üzüldü ve; "Allahü teâlâ ne güzel vekîldir. Mahlûkâtın rızkını o vermektedir. Hepimiz O'nun verdiklerini yiyoruz." diyerek, zenginin bulunduğu yerden mahzûn bir şekilde ayrıldı. Hac vazîfelerini yapana kadar da o zengine hiç görünmedi. Herkes Mekke-i mükerremeden, Medîne-i münevvereye yola çıktıkları zaman, o zengin, fakîri sağ sâlim tekrar karşısında görünce hayret etti ve; "Komşu, sen de buraya kadar gelip hac vazîfeni yapabildin mi?" diye sormaktan kendini alamadı. Fakîr de; "Allahü teâlâya sonsuz hamdü senâlar olsun. Yüzümüzün karasına bakmayıp, bu mübârek makâmı ziyâret etmeyi nasîb etti. Geldim, Beyt-i şerîfi tavaf ettim. Sağ sâlim dönüyorum." dedi. Zengin; "Hacı efendi! Acabâ sana da berât verdiler mi?" diye sordu. Fakîr; "Bu ne berâtıdır ki?" dedi. Zengin; "Beyt-i şerîfi ziyâret edenlere, Cehennem'den âzâd olduğuna dâir berât kâğıdı verilir." diyerek, koynundan herhangi bir kağıt çıkarıp fakîri aldattı. Fakîr, berât kâğıdının kendisine verilmediğine çok üzüldü. Derhal geriye dönüp Harem-i şerîfe geldi. İki gözü iki çeşme hâlinde, kanlı yaşlar akıtarak çok inledi. Allahü teâlâya kırık bir gönülle duâlar etmeye, yalvarmaya başladı: "Ey âlemleri yaratan yüce Rabbim! Sen herşeye kâdirsin, ganî bir pâdişâhsın. İhsânların bütün kullarına her ân yağmaktadır. Cehennem'den âzâd olup orada incinmemeleri için kullarının bâzısına berat vermişsin. Bu fakîr kuluna berât verilmedi. Yoksa bu garîb kulun âzâd olmadı mı?" deyip bayıldı. Baygın hâlde iken, mânâ âleminden yanına bir kimse gelip; "Ey fakîr! Başını kaldır ve şu berâtını alıp arkadaşlarına yetiş!" diyerek elindekini ona verdi. O ânda fakîr kendine gelerek ayıldı. Elinde, dünyâ kâğıtlarına hiç benzemeyen, yeşil renkli nûrdan yazıları olan ve misk gibi kokan bir berât kâğıdı vardı. Kâğıdı defâlarca öpüp başına koyan fakîrin sevincinden neredeyse aklı gidecekti. Şükür secdesine kapandı. Ömründe hiç görmediği o berâtı, yüzüne ve gözüne sürdü, bağrına bastı ve koynuna sokarak arkadaşlarına yetişmek için hızlı adımlarla yürümeğe başladı. Arkadaşları, geriden fakîrin geldiğini görünce gülüşmeğe başladılar. Yanlarına soluk soluğa gelen fakîre alayla; "Cehennem'den âzâd olma berâtını alabildin mi?" diye sordular. Fakîr de koynundan berâtını çıkararak; "İşte! Rabbimizin ihsânı olan berâtım!" diyerek, misk kokulu berâtını zengine sunuverdi. Herkes yerinde donakalmıştı. Berâtı alan zengin, nûrdan yazılarla fakîrin Cehennem'den âzâd olduğunu okuyunca, aklı başından gidip, atından düştü. Bir süre yerde baygın yatan zengini zor ayılttılar. Kendine gelen zengin, kâğıdı öpmeye, misk kokusunu koklamağa başladı. Kendi kendine de; "Vâh, vâh benim boşa geçen ömrüme! Keşke ben de bu fakîr gibi sâdık bir fakîr olsa idim. Onun kavuştuğu bu saâdete ben de kavuşsaydım. Bu fakîr, sadâkati sebebiyle bu mertebelere ulaştı. Ben ise zenginliğim sebebiyle gurûra kapıldım ve bundan mahrûm oldum. Bütün malımı versem, bu kâğıttakilerin bir noktasını alamam" diyerek âh eyledi. Gözlerinden kanlı yaşlar döktü. Fakîr; "Hacı efendi! Berâtım sende kalsın. Sakla. Ben öldüğüm zaman kefenimin arasına koyun da kabrimde suâl meleklerine onu göstereyim." dedi. Hacı efendi berâtı büyük bir îtinâ ile koynuna koydu. Uzun yolculuktan sonra evlerine ulaştılar. Zengin olan hacı, berâtı sandığına koydu. Aradan günler geçti. Zengin, ticâret için başka memlekete gittiğinde, fakir vefât etti. Yıkayıp kefenlediler, fakat berâtını bulup kefenin içine koyamadılar. Fakîrin cenâzesini kabre defnettiler. Ancak birkaç ay geçtikten sonra, zengin ticâretinden döndü. Fakîri sorduğunda; "Sizlere ömür! Sen gittikten sonra vefât etti." dediler. Zenginin sanki dünyâsı başına yıkıldı. Çok ağladı ve; "O zavallının bende pek kıymetli bir emâneti vardı. Onu yerine getiremedim. Böylece vasiyetini yapamamış oldum. O âhirete göçtü, berâtı ise bende kaldı. Berâtını yanına koyamadım." dedi. Hemen sandığın yanına varıp ağzını açtı. Fakat berâtı koyduğu yerde bulamadı. Tekrar tekrar aramasına rağmen yine bulamadı. "Kabrine gidip bakayım. Belki, birisi beratı alıp ona vermiştir." dedi. Kazma kürek alarak kabre gitti. Mezarını açmak istedi. O anda; "Kabri açma! Biz ona o berâtı verdik, dışarıda bırakmadık!" diyen bir ses işitti. Nereden geldiği belli olmayan bu ses karşısında zengin, düşüp bayıldı. Mânâ âleminde fakîri gördü. Fakîr; "Ey hacı efendi! Allahü teâlâ sana selâmet versin. O berât bana verildi. Hamdolsun. Münker ve Nekîr meleklerine gösterdim. Onu görünce sorgu suâl bile etmediler. Bu berâtı almama hacdan dönerken sen sebeb olmuştun. Cenâb-ı Hak senden râzı olsun." deyip kayboldu. Zengin ayıldığında, doğru evine gidip, fakir için hatimler okuttu. Yemekler pişirtip, yetimleri, fakirleri doyurdu.

Hafızın Kalemi..
Hafızın Kalemi..
2/13/2025, 10:19:55 AM
Image
Link copied to clipboard!