-Biziz Ömer, tıraşa geldik. İyilik dediğimiz şey, bazen büyük laflara, büyük projelere ihtiyaç duymaz. Bazen sadece bir elin bir omuza dokunması, bir çift gözün sıcak bir tebessümle karşılık vermesi yeter. İşte Kızılaycılarımız, tam da bunu yapıyor. Türkiye’nin dört bir yanında, şehirlerin en kuytu köşelerinde, köylerin en ücra evlerinde, yaşlı ve hasta insanları ziyaret ediyor, kişisel bakımlarını yapıyor bu insanlar. Kimse onları manşetlere taşımıyor belki. Büyük laflar edilmiyor. Ama o ziyaret edilen evlerin kapısı çalındığında, içeride bekleyen bir çift göz aydınlanıyor. Düşünün, yıllardır kendi başına saçlarını tarayamayan bir yaşlı kadın… Aylar sonra aynada kendini gördüğünde iç geçiren bir amca… Birinin ona hâlâ kıymet verdiğini hissetmenin huzuruyla gözleri dolan hasta bir insan… Bizler gün içinde hayatın akışında kaybolurken, birileri sessizce, şefkatle bu insanların hayatına dokunuyor. Sadece temizlik değil, bir parça sohbet, bir tutam neşe, belki özlenen eski günlerden bir anı paylaşmak… İyilik büyüktür. Ama bazen o büyüklük, çok küçük bir dokunuşun içinde saklıdır. (Van, Muradiye 2025) #sensizolmaz