Anayasa’nın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devletidir. Anayasa’nın 51. maddesinde ise sendikaların tüzükleri, yönetim ve işleyişlerinin Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Yasalara göre sendikalar, işçilerin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Ancak, Anayasa ve yasalardaki hükümlere rağmen günümüzdeki sendikaların yapısını, işleyişini, karar alma süreçlerini ve temsil mekanizmalarını belirleyen işçiler değildir. Şöyle ki, sendikalar tüzükler ile yönetilmektedir ve bu tüzükleri belirleyenler delegelerdir. Delegeler ise sendikalar tarafından oluşturulan seçim sistemleriyle ya da seçim yapılmaksızın belirlenmektedir. Bu sistem sayesinde sendika yöneticileri, kendi düzenlerini devam ettirebilmek için gerekli değişiklikleri yapabilmekte ve ne demokrasiye ne de işçilerin hak ve çıkarlarını korumaya hizmet eden bir yapı ortaya çıkmaktadır. Yasalardaki boşluklardan faydalanarak sendikacılığı kendi rant, ikbal ve istikballerine göre şekillendirmektedirler. Öyle ki sendikacılık, bir kazanç kapısı ve meslek olarak görülmeye başlanmıştır. Bu yapı nedeniyle işçiler bilinçli olsalar dahi sendikaların yönetimi ve faaliyetleri konusunda yapabilecekleri pek bir şey bulunmamaktadır. Örneğin, Sendikalar Kanunu’nda hüküm bulunmasına rağmen yasalardaki boşluklardan yararlanılarak yetki tespitine zamanında müracaat edilmemekte ve toplu iş sözleşmeleri yürürlüğe giriş tarihinde imzalanmayarak işçiler mağdur edilmektedir. Ülkemizde Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle dünyaya tam anlamıyla demokrasi dersi verilmiştir. Ancak işçiler, ödedikleri yüksek aidatlarla maaş alan sendika genel başkanlarını ve sendika yöneticilerini doğrudan seçememektedir! Ülkemizdeki sendikalaşma oranları ve sendikalı işçi sayısı ve yetkili olmayan işçi sendikaları bunun açık ve net göstergesidir. Yukarıda yazılanlara istinaden ; Çalışma hayatının paydaşları ile birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından bir "İŞÇİ ÇALIŞTAYI" yapılmasını ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunun yeniden revize edilmesinin elzem olduğunu düşünmekle birlikte, bu durumun işçiler lehine değişmesi için özellikle delege sistemi ve aidat gibi konuların Sendikalar Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle düzenlenmesini talep etmekteyiz.