Yüreğin ve bedenin aynı yerde değilse eğer Her yer sana gurbet Her nefes zul'dür sana . Kan kırmızı yağmurlar birikir gözlerinde kimseler görmez. Hıçkıra hıçkıra ağlar gülüşlerin duymaz kimseler Olur olmaz titrer yüreğin Olur olmaz nefesin kesilir. Yutkunamazsın. Sözlerin susar Susar içindeki şarkılar Kimselerin bilmediği Senin bile tarif edemediğin bir yoksulluk ,bir yoksunluk çöker üstüne. Sanki sırtında dağlar Sanki göçükler altında Sanki diri diri bir gömülüş taşıdığın bedende Başını koyduğun yastıkta özlediğin bir kokuya hasretsen eğer Can kesiği bir kanamadır gecede yürüyen An be an seni eksilten An be an seni senden alan bir özlem ateşidir yüreğini dağlayan. Dövülür gecenin örsünde gözlerin Canından can gider an be an Mevsim bahara dursa zemheri bir soğuktur gününü vuran Buz beyazı bir yalnızlık nereye gitsen Nereye gitsen o afilli ceset sırtında. Insan denizine karışsan bile aykırı bir damlasın tek başına Nefesine karışmış bir kokunun hasreti düştüyse boğazına Ne yaparsan yap. Eksiksin . Her yerde ve her zamanda Yılmaz Pirinççi