Hazar daha önce yaşadığı talihsizliği umursamadan bir tekne kiraladı. İçerisini rengarenk balonlarla süsledi. Yerlere yapay olmasına özen gösterdiği gül yaprakları döktü. Çünkü Dilem kızardı çiçekler dalında güzeldi. Dilem'e konum atıp beklemeye başladı. Dilem yine onu saatlerce bekletti ama tek bir an bile şikayet etmedi Hazar. Beklerdi... Sonunda Dilem'e kavuşmak varsa sonsuza dek de sürse beklerdi Hazar. Dilem sürpriz yapacağını tahmin etmiş olsa gerek şık bir elbiseyle taksiden inip ona doğru yürümeye başladığında elini kalbine attı Hazar. Yine atmayı unutmuştu. Dilem'in elini tutup birlikte tekneye bindiler. "Hazar... Çok... Çok güzel olmuş." Bir anda tekneden onların şarkısı çalmaya başladı. *Ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden* "Seni çok seviyorum Dilem." dedi Hazar kahvelerini bir an olsun Dilem'in yeşillerinden çekmeden. Cebindeki kutuyu çıkarıp Dilem'e uzattı. "Bu defa düşürmemeyi başardın." dedi Dilem gülümseyerek. Kutuyu heyecanla açtığında gözleri doldu. Minik bir çınar ağacı şeklinde özel tasarım bir kolyeydi. Ağacın dallarında hepsinin baş harfleri mevcuttu. "İşte benim tüm varlığım." diye mırıldandı Hazar. Dilem kollarını sıkıca Hazar'ın boynuna dolayıp dudaklarını boynuna bastırdı. Gün onlar için aşk dolu bir şekilde tamamlandı. DİLEM lalgonul