Tevhid ve şeriatı getirme bahanesiyle küfre başvurmak hiçbir şekilde caiz değildir ve helal kılınamaz; bu, en büyük batıl ve Allah hakkında bilmeden konuşmaktır. Allah’a şahitlik ederiz ki, biz, vehmedilip sonrada ortaya atılan menfaatleri ve geleneksel siyaset adı altında küfür ve açık şirk ile oynama siyasetini anlamıyoruz. Biz, delillerden hareketle tevhidin en büyük menfaat, şirkin ise en büyük zarar olduğunu bildiren, şer'i siyasetten yanayız. Hiçbir liderin, herhangi bir bahane, iddia, sebep veya mazeret altında tağutla hükmetmesi caiz değildir. Allah cc şöyle buyuruyor: “Fitne öldürmekten daha şiddetlidir.” ve “Fitne öldürmekten daha büyüktür.” Ya tevhid ya da azletme! Bu, Allah’ın liderlere emrettiği şeydir. Bundan sonra, Allah'ın emri kesinlikle galip gelceektir. Dini terk eden ve onu uygulamayan kimselerin yerine, Allah aazze ve celle dinini ihya etmek ve ikame etmek için cihat edenleri getirecektir. Küfür ile çalışarak şeriatı getireceklerini iddia edenler gerçekten de boş bir uğraş ve beyhude bir çaba içerisindedirler. Bu, tamamen bir aldatmacadır ve biz bu tür şeylerden tamamen uzağız. İbrahim'in milleti içinde küfre başvurmak, onu yaymak, korumak ve zayıf olduklarını iddia ederek onu yasalaştırmak yoktur; hele ki şeriatın uygulanmasında kademeli ilerleme bahanesiyle bunu yapmak asla kabul edilemez. Şeyh Sadık Ebu Abdullah El Haşimi