https://x.com/Liberalparti_TR/status/1890805692740575342?t=IjCkNKtJxHtEUww7bfGZdQ&s=19 12 Şubat 2025 tarihli Basın Açıklaması SAVCILARIN TOMALI DEMOKRASİSİ! Sevgili Türkiye, Bir savcı, iki yasal partinin “Kent Uzlaşısı” adıyla yerel seçimde yaptığı işbirliğini PKK’nın yerel yönetimlere sızma girişimi olarak görmüş. Savcı iddianamesini yazarken, şu kanunun şu maddesine göre falan kişi suç işlemişler demiyor. Aynı 15 Temmuz darbe iddianamesinde yaptıkları gibi hikaye yazmayı yeterli görmüş. Bir savcı, iki partinin yerel işbirliği ile terörü nasıl bağdaştırabilmektedir? CHP’yi bile terörle iltisaklandırmak bir savcının yetkisi midir? Cumhur İttifakı bir yandan PKK terör örgütünün liderini Meclis’e davet ederken bir yandan da yasal işbirliklerini terör girişimi olarak suçlayıp CHP’li ve DEM Partili yerel yönetim seviyesindeki politikacıları baskı altına alıyor. Ancak siyasi partiler, 2016 yılından beri hukuk dışı suçlamalara ve ceza vermelere sessiz kalarak bu iktidara sonsuz bir hareket alanı açmanın cezasını çekiyorlar. Ya hukuka döneceğiz, ama evrensel haklar temelinde bir hukuka, ya da iktidarın keyfi uygulamalarına maruz kalmaya devam edeceğiz. Yasal gazete okumanın, yasal bankaya para yatırmanın, MEB kontrolündeki okula çocuğunu yazdırmış olmanın, dua etmenin, Kuran okumanın bile suç sayılmasına, örgütsel faaliyet olmasına ses çıkarmamış ve hatta alkışlamış olan ana muhalefet partisi, evrensel hukuku savunamayacaksa, otoriter zihniyete verdiği desteğin kurbanı olacaktır. Her zaman vurguladığımız gibi, bir toplumsal barış girişimi yapıyorsanız önce hukuki düzenlemeler yapacaksınız ama ondan da önce kavga diliyle barış inşa edemeyeceğinizi anlamanız lazım. Bu rejimin toplumsal barış diye bir derdi de yoktur, bir barış planı da yoktur. PKK/YPG bahanesiyle Türk ordusunun Suriye’de görev alması için vatandaşlarımızı ikna etmeye çalıştıkları anlaşılıyor. Bu yüzden dilleri çok sert: “Ya teslim ya ölüm!” sloganı atarak halkımızı istemediği bir şeye razı etmeye çalışıyorlar. İktidar, kendisinin 28 Şubat hukuksuzluğunun sonucunda iktidara geldiğini unutmuşa benziyor. Ancak kendisinin halka ve muhaliflerine reva gördüğü muamele, 28 Şubat post-modern darbecilerinin yaptığının çok ötesine geçti. İktidar turpun büyüğünün, kendi baskıcı rejimi olduğunu görmeli... Türkiye halkı zulme sabırlıdır, ama bu sabrın sadece vakt-i merhunu beklemekle sınırlı olduğunu unutmamalı. İlk seçimde halk o turpu heybeden çıkarıp, baskıcı rejimin önüne koyacaktır. Turpun büyüğü Liberal Parti vasıtasıyla AKP’nin önüne konulacaktır. Evrensel hukuku savunamadığı için iktidarın oyunlarına engel olamayan muhalefetin, ahbap çavuş ekonomisiyle sadece yandaşlarını besleyen, emekli ve asgari ücretli halkı fitre almaya muhtaç hale getiren otoriter iktidarın oluşturduğu tek adam sisteminin alternatifi Liberal Parti’dir. Zübeyir Gülabi LP Genel Başkanı