Konuşma yapmak üzere şehre davet edilen hocamız anlatıyor: “Konferans vesilesiyle gittiğim şehirlerde ilk yaptığım işlerden biri bu şehirde hâli hatırı sorulacak, ziyaret edilip duâ ve tavsiyeleri alınabilecek bir büyük varsa ziyaret etmek daha sonra işime başlamak olurdu. Yine bir şehire gittim ve karşılayanlara aynı minvâl üzere sorumu sordum. Salih bir zâttan bahsettiler ve hemen vakit geçirmeden adrese gittik, içeriye girdik. Güler yüzlü pîr-i fâni bir zât bizi karşıladı. İçeri girdim ancak ilk olarak evde eşyanın azlığı, evde sanki taşınıyorlarmış gibi bir görüntünün olması dikkatimi çekti. Acaba dedim, bir yolculuk mu var? Merakla; “Efendim taşınıyor muydunuz, yoksa uygunsuz bir zamanda mı geldik?” diye sordum. “Hayır evlâdım, bunu nereden çıkardın?” dedi. “Yani efendim, etrafta, görünürde hiç eşya filan yok gibi, şaşırdım, o yüzden sordum, bağışlayın!” dedim. İhtiyar amca bana dönerek, “e senin de yanında eşya filan yok” dedi. “Ama efendim ben yolcuyum, bir günlüğüne geldim, döneceğim” dedim. Bana şöyle mütebessim ve mânâlı bir edâ ile baktı ve: “Ben de yolcuyum evlâdım, belki bir gün, belki daha da az kalıp kalamayacağımı bilemiyorum!” dedi. Peygamber Efendimizin(sav):“Dünyada gurbette imişsin gibi ol. Ya da yoldan geçen bir yolcu gibi ol!” Buyurur ya… Hani yolculuğa çıkmış bir insan yorulup mola vermek için durup dinlendiği yerde, o konakladığı mevkiin nimetlerinden ne kadar istifade ediyorsa, o kadar istifade edip, yolun kalan kısmına güç biriktirmek gerekir. Bizler uzun bir yolculuğa çıkmışız. Sonsuz ,bitmez- tükenmez, hiç ölmeyeceğimiz  bir yolculuğa çıkmışız. Bu uzun yolculuğumuzla kıyaslayınca dünyada kaldığımız müddet, çok ama çok kısa bir zamandır. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle; “Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam ya da kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanırlar.” (Nâziât, 79/46) “Yeryüzünde ne kadar kaldınız?” diye sorulunca iman etmeden  gidenlere; “Bir gün ya da ondan biraz daha az bir zaman kaldık,derler.”(Müminun,113)diye anlatır Kur’anı Kerim. Bizler de yolcuyuz. İçerisinde bulunduğumuz hâl ve şartlar ne olursa olsun, yolun kalan kısmı için mutlaka hazırlık yapmamız gerekiyor . Yarın huzurlu ve mesut olmamıza vesile olacak azıkları yanımıza almanın gayreti içinde olacağız