Osmanlı Tıbbı
Osmanlı Tıbbı
June 2, 2025 at 04:49 AM
1- Kişinin işlediği günahını anlatması ve bu şekilde şahit tutması yasaklanmıştır... Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İşlediği günahları açığa vuranlar dışında, ümmetimin tamamı affedilmiştir. Bir adamın, gece kötü bir iş yapıp Allah onu örttüğü halde, sabahleyin kalkıp: Ey falan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım” demesi, açık günahlardandır. Oysa o kişi, Rabbi kendisinin kötülüğünü örttüğü halde geceyi geçirmişti. Fakat o, Allah’ın örttüğünü açarak sabahlıyor...” (Buhârî, Müslim) 2- Tarikatta, tövbe almak diye bir şey yoktur, tövbeye şahit tutmak vardır... Tarikat tövbesi Ayete-Sünnete dayanır. Kişi kendisinden daha salih ve daha âlim olduğuna hüsnü zan ettiği mürşidin ya da şeyhin ellerini tutar şöyle der, "Allah'ım! Bu biâtımı, kendilerinden razı olduğunu söylediğin sahabelerin, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselama yaptıkları biât gibi kabul et! Bugüne kadar işlediğim bütün günahlarıma tövbe ediyorum ve huzurunda bulunduğum bu salih kulu da tövbeme şahid tutuyorum. Allah'ım, beni temize çıkar ve bütün günahlarımı affet!" Buradaki tövbenin kabul olup olmadığını Allah cc bilir, bu kişinin tövbe etmesine vesile olan mürşidin diyebileceği tek bir şey vardır: 'Allah tövbeni kabul etsin!' Tarikat tövbesinin yalnız başına yapılan tövbeden bir farkı da şudur, salih bir kul, bu tövbeye şahid tutulduğundan dolayı, kişide, Allah korkusunun yanında, kuldan utanma duygusunun da kuvvetlenmesine sebebiyet verir. Halk arasındaki, 'Allah'tan korkmuyorsan, bari kuldan utan!' deyimi, Allah korkusunun yanında hayâ duygusunun da, suç işleme meyline karşı ikinci bir fren mesabesinde olur... Tarikat tövbesinin Kuran'daki delili ise aşağıdaki âyettir: "Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman, sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlanmasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı." (Nisa 64) 3- Hristiyanlıkta tövbe konusunda Papazların yaptığı şudur: Hristiyanlıkta günahkar kişi, papazla bir kabinde baş başa kalır ve ona günahlarını itiraf eder. Papaz, günahkarı dinledikten sonra, bir miktar para belirler ve mesela '20 dolar göklerdeki babamız için, 20 dolar da oğlu Mesih için kiliseye bağışla! Tanrının ve kilisenin bana verdiği yetkiyle seni affettim!' der. Kabinden çıkan günahkar, 40 dolara tertemiz olma ve bütün suçlarından aklanma duygusunun verdiği zevkle, kiliseden kuş gibi ayrılır... İslam'da günahları anlatmak değil, gizlemek ve açıklamamak makbuldür... İslam'da yerlerin ve göklerin sahibi olan Allah, günahları affetme yetkisini, Peygamberlere bile vermemiştir. Kişi, ancak alacaklı olduğu kul hakkını affedebilir. Ancak Allah'a karşı işlenmiş olan suçların tek bağışlayıcısı, yaratıcımız olan Allah'tır...

Comments