Bu âciz kardeşiniz tarîkatı aliyyede bidat uyduran sapıklardan asla olmamıştır, dolayısıyla Şâh-ı Nakşibend (Kuddise Sirruhu) Hazretleri’mize râbıta hususûnda emir verme yetkisi bu saatten sonra ne bana ne kimseye ait değildir velakin Mahmûd Efendi (Kuddise Sirruhu) Hazretleri'miz bizlere" Şâh-ı Nakşibend Hazretleri’mize râbıta yaparken onu yeşil sarıklı ve yeşil cübbeli şekilde tehayyül edin ve nur hüzmesi olarak düşünün" buyururlardı. Daha sonra ihvân-ı kirâmdan birinin rüyâsına Şâh-ı Nakşibend (Kuddise Sirruhu) Hazretleri girerek kendisinin başına büyük bir sarık konulmasını emretti, bu emre imtisâlen bu kardeşimiz Buhârâ’yı şerîfe bizim grubumuz ile gelmese de hâricen kendisi gelip rüyâda gördüğü bu emri tatbîk etti ve daha sonra bize bunun resmini gösterdi, bu fakir de yine Efendi Hazretleri’mizin "Râbıtada zorlananlar (yani sûretimizi tehayyül edemeyenler) bulunduğumuz odayı da hatta abdest aldığımız şadırvanı da bu niyet ile düşünebilirler" kelâm-ı şerîfinden yola çıkarak bunun çok uygun olduğunu düşündüm, zira insanların Şâh-ı Nakşibend (Kuddise Sirruhu ) Hazretleri’mizin sûret-i şerîfesini hiç bir şekilde görme imkanları olmadığı gibi kabr-i şerîfinin etrafı da kapalı olması hasebiyle medfûn bulunduğu türbe-i şerîfeyi bugüne kadar net bir şekilde görememişlerdir ama şimdi Şâh-ı Nakşibend (Kuddise Sirruhu) Hazretleri’mizin kabri şerîfini bu sarığ-ı şerîf ile ve bu yeşil sitâre-i şerîfe ile düşünmek onların râbıtasını elbette kolaylaştıracaktır, dolayısıyla dileyen kimse Hazret-i Bahâüddîn Şâh-ı Nakşibend (Kuddise Sirruhu) Hazretleri’mize râbıta yaparken bu sûret-i şerîfeyi tehayyül edebilir ama: “Ben kendisini mübarek sûreti şerîfesi ile düşünebiliyorum veyahut keşfim açık, kendisini görüyorum veya görüyor halini yakalamışım" diyenler varsa tabî ki onlar kendi mânevî hallerinde muhayyerdirler. Allâh-u Teâlâ cümlemizi Kutbu't-Târika ve Ğavsu'l Halîka Hazret-i Muhammed Bahâüddîn Şâh-ı Nakşibend el-Üveysî el-Buhârî (Kuddise Sirruhu) Hazretleri’mizin râbıtasına kâmil mânâda muvaffak eylesin ve himmetlerini üzerimizde dâim eylesin. Âmîn!