Şu anda müslümanlar arasında yayılmaya çalışılan iki temel tehlike var: 1. Hz. Kuran dışında, Efendimiz asv başta olmak üzere tüm kaynakları reddeden anlayış 2. "Kuran'da sünnette var mı" sorusunun kişinin nefsine göre şekillendiği anlayış. Her ikisi de müslümanları sınırlayan ve şeytana karşı zayıf düşüren anlayışlardır. Bir konu itikat ile ilgili ise Hz Kuran ve Sünnet dışında tartışmaya açık değildir ancak itikada taalluk etmeyen diğer bir çok konuda da aynı kısır döngü adeta müslümanları esir etmiş vaziyette. Bu nedenle; bir konu "Kuran'da sünnete var mıdır" diye sormakla birlikte, bilindiği manada yoksa, görünmüyor ya da anlaşılamıyorsa bu soruyu "Kuran ve sünnete aykırı mıdır" şeklinde genişletmek gerekir. İslam'da dini ve şer'i bir çok konu Kuran, Sünnet İcma ve Kıyas üzerine bina edilmiştir. Bu nedenle zahiri olarak doğru soruları sormak ve doğru yolu izlemek, sonrasında da kalbi pusula edinmek müslümanın yol alması noktasında çok önem arzeder. Aksi durumda şu ahir zamanda şeytan sağdan yaklaşarak; imanlı kulların dar bir kalıp içerisinde, suya sabuna dokunmadan, kendini geliştirmeden ve toplumun irşadına herhangi bir katkı sunmadan sadece zikir ibadetle meşgul olarak, Peygamber Efendimizden bizlere miras kalan en önemli vazife olan tebliğden uzak bir şekilde, belki de rıza-i ilahiye ulaşamadan ömrünü tamamlamasına sebep olacaktır. Unutmayalım ki; düşmanı tanımadan ve "onun silahı ile silahlanmadan" savaşı kazanamayız ▫️"Kuran'da Sünnette var mı?" sorusunu nasıl sormalıyız, bu sorunun içeriğini nasıl anlamalıyız ? Bu konuyu daha önce detaylıca anlatmaya gayret etmiştik. https://x.com/SynergyKendiyas/status/1814722598955049273?s=19