🏴Kurtuluş Gemisi El Mehdi 🏴
🏴Kurtuluş Gemisi El Mehdi 🏴
June 4, 2025 at 02:59 PM
Cemal Aynası İmani Bir Uyarı! Söylendiği ve bilindiği gibi hidayet için; seyredenlerin seyir ve Allah’a doğru sülûk edenlerin mertebe türleri hasebiyle, bir takım mertebe ve makamları vardır. Biz de özetle bu makamlardan bazısına işaret etmek istiyoruz. Böylece sırat-ı müstakim ile “kendine gazab edilmişler” ve “sapmışlar”dan ibaret olan sırat-ı mufritin ve sırat-ı muferritin de, mer- tebelerden her biri hasebiyle belli olacaktır. ilki fıtrî hidayet nurudur. nitekim önceki “uyarı”da buna işaret edildi. Hidayetin bu aşamasında sırat-ı müstakim; mülki ve melekuti ör- tüyle örtünmeksizin, Allah’a doğru sülûk veya organik ve kalbi günah- lar örtüsüyle örtünmeden Allah’a doğru sülûk veya ifrat ve tefrit örtüsün- den Allah’a doğru sülûk veya nuranî ve zulmanî örtülerle örtünmeden Allah’a doğru sülûk veya vahdet ve kesret örtüsüne örtünmeden Allah’a doğru sülûk demektir. Belki de “istediğini saptırır ve istediğine de hi- dayet eder”114 ayeti de nezdimizde sabit özdeklerin tecellisiyle vahidiyet mertebesi olan Kadir Gecesi’nde, takdir edilen örtüler ve hidayet merte- besine işarettir. Bunun detayı ise bu kitabın, belki de genel anlamda yazı ve beyan dairesinin dışındadır. “Bu Allah’ın sırlarından bir sır ve Allah’ın örtülerinden bir örtüdür.”115 ikincisi Kur’an nuruyla hidayet olmaktır. Bunun karşıtı ise, onu ta- nımada ifrat ve tefrite düşmektir veya onun zahiri ve batını ile yetinmektir. nitekim bazı zahir alimleri Kur’an ilimlerini sıradan örfi anlamlardan ve revaçta olan adsal kavramlardan ibaret bilmektedir. Bu inançla Kur’an üzerinde tefekkür ve tedebbürde bulunmamaktadırlar. Onların insanın organik, kalbi, cismi ve ruhsal saadetin kefili olan bu nuranî sahifeden istifadesi, sadece zahiri ve şekli emirlere hastır. Onlar; Kur’an üzerinde tefekkürün gerekli veya üstün bir şey olduğuna veya Kur’an nurundan istifade edildiği takdirde marifet kapılarının fethedileceğine delalet eden onca ayeti görmezlikten gelirler. Sanki Kur’an dünyaya ve hayvani lez- zetlere davet etmek, hayvanlık ve hayvani şehvetler makamını te’kid et- mek için nazil olmuştur! Bazı batın ehli de zanlarınca ilahi huzur adabıyla edeplenmek ve Allah’a doğru seyrin niteliği olan -ki bundan gafildirler- Kur’an’ın zahirinden ve zahiri davetlerinden yüz çevirmiş, lanetli iblis’in ve kötülüğü emreden nefsin hileleriyle Kur’an’ın zahirinden sapmış ve hayallerince batınî ilimlere sarılmışlardır. Oysa batına ulaşma yolu, za- hir ile edeplenmektedir. O halde bu her iki grup da itidal çizgisinden sapmış, Kur’ani doğru yola hidayet nurundan mahrum kalmış, ifrat ve tefrite düşmüşlerdir. Araştırmacı bir âlim ve incelik sahibi bir arif, hem zahir ve hem de ba- tına yönelmeli, maddi ve manevi edepler ile edeplenmelidir. Zahirini Kur’an nuruyla aydınlattığı gibi, batını da marifetler, tevhid ve tecrid nu- ruyla aydınlatmalıdır. Zahir ehli bilmelidir ki Kur’an’ı zahiri/şekli adaba, ameli ve ahlaki emirlere; tevhid, esma ve sıfatlar babında sıradan inanç- lara özgü ve has kılmak, Kur’an’ın hakkını tanımamak ve son dini nakıs kabul etmektir. Oysa son dinden daha kamil bir din düşünülemez. Aksi takdirde adalet sünnetinde son din oluşu imkansız olacaktır. O halde is- lam, şeriatların sonuncusu; Kur’an, nazil olan kitapların sonuncusu ve yaratıcı ve yaratık arasında son ilişki olduğu için; dinlerin, şeriatların ve nazil olan ilahi kitapların zatî hedefi ve asıl maksadı olan tevhid, tecrid ve ilahi marifetlerin hakikatlerinde, mertebelerin en sonuncusu ve ke- malin nihai doruk noktası olmalıdır. Aksi takdirde bu şeriatta bir nok- sanlık sayılır ki, bu da ilahi adalete ve rububi lütfe aykırı düşer. Bu da çok kötü bir imkansızlık ve çirkin bir utançtır. Bu utancı hak dinlerin üzerinden yedi denizle yıkamak mümkün değildir. Allah korusun! Batın ehli de bilmelidir ki, asıl maksada ve gerçek hedefe ulaşmak da sadecezahir ve batını temizlemekle mümkündür. Suret ve zahire sarılmaksızın batın ve deruna ulaşmak imkansızdır. Şeriatın zahir elbisesini giymeden, batına ulaşmak mümkün değildir. O halde zahiri terk etmekte, şeriatla- rın batın ve zahirini iptal etmek yatmaktadır. Bu da insan ve cin şeyta- nının oyunlarından biridir. Biz de bu konunun bir miktarını Kırk Hadis Şerhi’nde116 beyan ettik. üçüncüsü şeriat nuruyla aydınlanmaktır. Dördüncüsü islam nuruyla aydınlanmaktır. Beşincisi iman nuruyla aydınlanmaktır. Altıncısı yakin nuruyla aydınlanmaktır. Yedincisi irfan nuruyla aydınlanmaktır. Sekizin- cisi muhabbet nuruyla aydınlanmaktır. Dokuzuncusu velayet nuruyla ay- dınlanmaktır. Onuncusu, tecrid ve tevhid nuruyla aydınlanmaktır. Her biri için de ifrat ve tefrit, aşırılık ve kusur söz konusudur ki, de- tayı sözün uzamasına neden olduğundan geçiyoruz. Kafi’de yer alan şu hadis, belki de bunun bazı veya tüm mertebelerine işaret etmektedir: “Biz aşırı gidenin ulaşamadığı ve geride kalanın da ileri geçemediği Âl-i muhammed’iz.”117 Bir nebevi hadiste de şöyle yer almıştır: “Bu ümmetin hayırlısı, geride kalanın katıldığı ve aşırı gidenin de kendi- sine döndüğü orta/vasat topluluktur.”118 ❁﷽❁ ••┈┈•❁﷽❁ https://t.me/KurtulusgemisielMehdi https://whatsapp.com/channel/0029VamWm4yLSmbRBIZjm903 https://chat.whatsapp.com/DB98tvZAv4hGAF00WgdwZM

Comments