
🏴Kurtuluş Gemisi El Mehdi 🏴
June 10, 2025 at 01:12 PM
Zuhur Asrı
Devamı
Şehrin kamışlarının evlere ve sazlıklarının köşke dönüş-
tüğünü gördükleri zaman, kaçmayı kalmaya tercih etsin-
ler. Çünkü o gün, sizin için Basra denen bir yer kalma-
yacaktır." Sonra İmam (a.s) sağ tarafına doğru yönelerek
şöyle buyurdu: "Sizinle 'Ubulle'(1) şehri arasında ne kadar
mesafe vardır?" Munzir b. Cârûd şöyle dedi: "Babam ve
annem size feda olsun, dört fersah."(2) İmam (a.s) buyurdu
ki: "Doğru söyledin. Muhammed'i (s.a.a) peygamberlikle
görevlendiren, ona nübüvvet makamını bağışlayan, elçilik
sorumluluğunu ona has eden, ruhunu cennette ebedi kılan
Allah'a andolsun ki, şimdi benden işiteceğinizin aynısını,
o yüce Resul'den (s.a.a) şöyle duydum: Ya Ali! Basra de-
nilen yerle Ubulle denen yerin arasındaki mesafenin dört
fersah olduğunu ve buranın çok yakında haraç kesenlerin
bölgesi olacağını biliyor musun? Bedir Savaşı şehitleriyle
aynı konumda olan, ümmetimden yetmiş bin kişi, bura-
da şehit olacaktır." Munzir dedi ki: "Ya Emire'l-Müminin
(a.s)! Annem babam size kurban olsun. Onları kim öldü-
recektir?" İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Onlar, şeytanlar gibi
siyah yüzlü ve pis kokulu kardeşler tarafından öldürüle-
cektir. Onların açgözlülüğü ve arzuları fazla, ganimetleri
(kazançları) azdır. Ne mutlu o kimseye ki bunların eliyle
öldürülecektir. Onlarla savaşmak için öyle bir grup öne
düşecektir ki; zamanın kibirlileri yanında değersiz, yeryü-
zünde tanınmamış ve gökyüzünde meşhurdurlar. Gökyü-
zü, yeryüzü ve bu ikisinde olan her şey onlar için ağlaya-
caktır." Burada gözyaşları, İmam Ali'nin (a.s) gözlerinden
dökülürken şöyle buyurdu: "Arkasında tozu dumanı ve
gürültüsü olmayan ordudan dolayı sana yazıklar olsun ey
Basra!" Munzir sordu: "Onların başına, (Basra'nın) suya
batması yüzünden ne gelecektir?" İmam (a.s) buyurdu: "Bu kelimenin (vay kelimesinin) iki kapısı vardır; biri rah-
met, diğeri de azap. Evet, ey Cârûd'un oğlu! Bir grubun
diğerini katlettiği büyük kan davaları güdülecektir. Öyle
bir fitne ve ayaklanma meydana gelecektir ki, ev ve şehir-
lerin viran edilmesine, malların yağmalanmasına ve esir
edilen kadınların acıklı bir hâlde başlarının kesilmesine
sebep olacaktır. Onların yaşayacakları ne kadar da ilginç-
tir! Sağ gözü kör ve diğerinde çiğnenmiş kanlı et parçası-
na benzer bir şey görünen tek gözlü büyük Deccâl'ın or-
taya çıkışa da bu fitnelerdendir. Onun gözü, aynı suyun
üzerinde dolanan üzüm tanesi gibidir ve göz yuvasından
dışarı çıkmıştır. Sayıları Ubulle şehitleri sayısınca olan
ve İncil'i göğüslerinde taşıyan bir grup Basra halkı, onun
(Deccâl'ın) peşine takılacaktır. Bu sırada, bazıları öldürü-
lecek, bazıları kaçacak, ardından yer sallanacak, insanlar
savrulacak, yerde çöküntüler oluşacak ve yüzler değişime
uğrayacaktır.(1) Ondan sonra aşırı açlık ve kızıl ölüm, yani
boğulmalar gerçekleşecektir. Ey Munzir! Basra şehrinin
semavî kitaplarda geçen üç tane ismi daha vardır ki bil-
ginlerden başkası onları bilmez. Onlar; Hureybe (harabe),
Tedmur (virane) ve Mu'tefike (alt üst olmuş)'dir." Ve şöy-
le devam etti: "Ey Basralılar! Allah, size daha iyisini nasip
etmedikçe, İslam topraklarının hiçbir bölgesine, şeref ve
keramet vermemiştir. Sizlere kendi yüceliğinden, fazilet
ve kerem nasip etmiştir. Sizin şehrinizin kıblesi en üstün
kıbledir. Çünkü İmam'ın (a.s) Mekke'deki mevkii olan
Makam-ı İbrahim doğrultusundadır."
"Kur'ân karileriniz en iyi kariler, takvalı ve âbidleriniz
(ibadet edenleriniz) en üstün takvalı ve âbidler, tacirleri-
niz en iyi ve en doğru sözlü tacirler, sadaka verenleriniz
en cömert sadaka verenler, zenginleriniz en çömertler ve en alçak gönüllü insanlar ve sizin liyakat sahipleriniz en
güzel ahlaklılardır… Sizler halkın en iyi sığınağı, başkala-
rına en az zahmet vereni ve cemaat namazına katılanların
en isteklilerisiniz. Ağaçlarınız verimli, mal mülkünüz bol,çocuklarınız akıllı, bayanlarınız iffetli ve evlidir. Allah akan
suyu sizlere devamlı sunmuştur ki hayatınızdan tat alıp
faydalanasınız ve denizi elinizin altına vermiştir ki serveti-
nizi çoğaltasınız. Dolayısıyla eğer sabırlı ve sebatlı olursa-
nız, biliniz ki Tuba ağacı, gölgeliğiniz ve yerinizdir. Ancak
Allah'ın iradesi kesin, istediği cari ve katidir. Kimsenin de
gücü onu değiştirmeye yetmez ve Allah çabuk hesaba çe-
kendir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Biz, mutlaka her şehri
kıyamet gününden önce ya helak edecek veya en şiddetli
bir azapla azaplandıracağız. Bu, (ilahî) kitapta yazılmıştır."(1)
Sonra İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Bir gün Resulullah
(s.a.a) benden başka kimse yanında yokken şöyle buyur-
du: 'Ruhu'l-Emîn Cebrail, yeryüzü ve üstündeki her şeyi
görmem için beni sağ omuzuna aldı, kilitlerini bana verdi,
yeryüzünde bulunan her şey ve kıyamet gününe kadar
gerçekleşeceklerin hepsinin haberini bana verdi.' Bunlar-
dan haberdar olmak benim için güç değildi. Nitekim ba-
bam Âdem'e (a.s) de güç gelmemiş, isimleri ona öğretmiş
ve meleklere öğretmemişti. Bu sırada, deniz kenarında
Basra adı verilecek bir şehir gördüm. Orası, yerin gök-
yüzüne en uzak olanı ve deniz suyuna en yakın olanıdır.
Diğer mekânlardan daha çabuk yıkılacak, en verimsiz
topraklara sahip olacak ve en şiddetli azaplara uğraya-
caktır. Geçen asırlarda defalarca yere battığı gibi, tekrar
yere batacaktır. Ey Basra ahalisi ve etrafındaki köy halk-
ları! Şehrinizi su kapladığı zaman, büyük bela ve musibet
günü olacaktır. Ben bu suyun, sizin şehrinizin neresinden
kaynayıp çıkacağını biliyorum. Bundan önce sizin başı-nıza, bizim bildiğimiz ancak sizlere gizli olan büyük ve
beklenmedik hadiseler gelecektir. Bu şehir suya batmadan
önce buradan çıkan, Allah'ın rahmetine kavuşacak ve dik-
kate almayıp kalan ise kendi hatasının cezasını çekecektir.
Allah ise kullarına zulmü reva görmez."(1)
❁﷽❁ ••┈┈•❁﷽❁
https://t.me/KurtulusgemisielMehdi
https://whatsapp.com/channel/0029VamWm4yLSmbRBIZjm903
https://chat.whatsapp.com/DB98tvZAv4hGAF00WgdwZM