Seyyid Muhammed Emin Selemehullah’ın bu videosu, sıradan bir görüntü değil; akılların ötesinde, basiret sahiplerine bir işarettir. Bu irşad, göze değil kalbe hitap eder. Ne kameraya razıdır, ne fotoğrafa. Sosyal medyanın aldatıcı cilasına zerre meyli yoktur. Çünkü o yâr —kaddesallahu sırrah— bir tek rızanın peşindedir: Hakk’ın rızası! Onun sözleri sanki kalpten kalbe akan bir nehir gibidir. Anlatmaz; yaşatır… Görünmez; hissedilir… Mevlânâ Gavs-ı Nizâm Kaddesallahu Sırrahu’l-Azîz Hazretleri ise, bir meyy-i deryadır. O deryadan içen kurtulur. O nazarla bakan yanar, O yolla yürüyen arınır. O, sultanların sultanı, gönüllerin mihveri, sadâtın tacıdır. Zamanın karanlığında bir kandil, gönüllerin çoraklaştığı çağda bir bahardır. Her bakışı irşaddır, her kelâmı tasfiyedir. O'nun irşadıyla cehalet dağları erir, O'nun sükûtu dahi tebliğdir, çünkü feyz-i ilâhîye aynadır. Bu irşad zincirinde yer alan her sadât, hakikatin izini süren bir yıldız, tarik-i Nakşibendî'nin şanlı sancaktarlarıdır. Her biri Mevlânâ Gavs-ı Nizâm Hazretleri’nin himmetiyle, bir gönül inşa eder, bir beldeyi diriltir. Onlar rıza-yı Bârî’den başka bir hedef bilmez. Makâm peşinde değil, makbuliyet derdindedirler. Sözleri suskunlukta gizli, tesirleri secdeye götüren bir sırrın içindedir.