
Analitik Bakış
17 subscribers
About Analitik Bakış
Yurtiçinde ve yurtdışında yaşanan jeopolitik, jeoekonomik ve finans piyasalarına dair gelişmeleri paylaşmak.
Similar Channels
Swipe to see more
Posts

https://www.instagram.com/p/DKRzMk0o-zb/?img_index=4&igsh=MXd4ZHpwcm16ZWx3aQ== Trump taklitçisi olarak bizdeki sırtını devlete dayayan sözde burjuva 70lerdeki gibi yurtiçine düşük kaliteyi yüksek fiyattan vererek monopol ve oligopol gücünü kullanarak servet transferi ile emek kesiminden pay kapmaya devam etmek isteyebilir. Kamunun direkt içinde olacağı know how transferine dayalı işbirliklere dayalı modeller tartışılmalı

https://x.com/HusseinSert/status/1928899620865786274?t=nLD9L0Z72xxYaW1QPR6xgA&s=19

https://x.com/HusseinSert/status/1929104162651816250?t=GJFEWuSR1TfNhlTpPPVZrQ&s=19

İzmir'deki grev hakkında diğer çalışanlar bu şekilde hayata devam ediyor size ne oluyor denilince Kurt Kanunu kitabındaki şu ifadeleri anlamlı buldum: yüz bin kişi duruyorsa çabalayan 10 kişi daha güçlüdür. Türkiye çabalayan millet özelliği kazanmalıdır

Tekno feodalizm sistemi kurmaya çalışanlar arasında da bulunan Cumhuriyetçiler şimdilik küreselcilerle mücadele ediyor. Bu mücadelenin sonu istenildiği gibi bitmediği anlaşılınca onlar da hızla saf değiştirecek ve ABD'yi kansız geçişe ikna etmeye çalışacaklar. Hegemonya devri tarihte hiç kansız olmadı ama. Op-Ed written by @kyleichan in the NYT. "If each nation’s current trajectory holds, China will likely end up completely dominating high-end manufacturing, from cars and chips to M.R.I. machines and commercial jets. America, by contrast, may end up as a profoundly diminished nation. Sheltered behind tariff walls, its companies will sell almost exclusively to domestic consumers. The battle for A.I. supremacy will be fought not between the United States and China but between high-tech Chinese cities like Shenzhen and Hangzhou. Chinese factories around the world will reconfigure supply chains with China at the center, as the world’s pre-eminent technological and economic superpower. In America the loss of international sales will degrade corporate earnings, leaving companies with less money to invest in their businesses. American consumers will be stuck with U.S.-made goods that are of middling quality but more expensive than global products, owing to higher U.S. manufacturing costs. Working families will face rising inflation and stagnant incomes. Traditional high-value industries such as car manufacturing and pharmaceuticals are already being lost to China; the important industries of the future will follow. Imagine Detroit or Cleveland on a national scale.

https://x.com/iriscibre/status/1928763797650436311?t=nFeXnS-_mO0DIKuf4Az43A&s=19 2001'den itibaren uygulanan Derviş ile gelen IMF politikası düşük kur yüksek faiz ile global finansal sistemdeki dolar bolluğu ile getiri arayanların gelişmekte olan ülkelere akın etmesinden yararlandı. Bu dönemde Türkiye sürdürülebilir cari açık söylemiyle ithalattan elde ettiği vergiyle mali disiplini sağlamayı seçti. Halbuki uygulanan politika üretim altyapısını sanayisizleştirmeye yol açtı. 2013 yılından itibaren değişen şartlar ile sürdürülebilir olmadığı ortaya çıkan cari açık ile mücadele için iç ve dış jeopolitik gelişmelerin etkisiyle geri çekileceği görülen portföy akımlarına yönelik tedbir amaçlı unorthodox önlemler alınmaya başlandı. Sonu malum. Şimdi de yine Şimşek programı IMF güdümlü olup portföy akımlarına bel bağlayan bir anlayışla ilerliyor. Yani sanayisizleşme tehlikesi artıyor. Bu durum global ticaret savaşlarının hortladığı bir devire rastladı. Buna karşı önceki gibi portföy akımlarına bel bağlama anlayışı Türkiye'nin jeopolitik şoklara duyarlılığını artıracaktır. Ayrıca Trump'a özenerek korumacılık politikası izlenirse monopol ve oligopol yapıların güçlendiği ve konkordatolar nedeniyle daha da güçleneceği anlaşılan bir süreçte fiyatlama davranışı satıcı enflasyonunu artıracaktır. Bunun hizmet enflasyonundaki katılığı pekiştirmesi de muhtemel. Dolayısıyla Türkiye'nin ekonomi faylarında enerji birikimi var. Tetikleyici etkenler iyi analiz edilmeli. 2028 yılındaki seçimler global jeopolitiğe yönelik Türkiye'nin duruşu kararı açısından çok önemli olacak. Bu da 2030'a doğru Türkiye'nin zorlu ekonomi koşullarla sınanmasına yol açabilir.

https://youtu.be/_sie8i1YaIk?si=miYhCkZ_f3vuQWWb Yayını dinlediğinizde anlayacağınız en önemli husus Filistinli Müslümanları katleden ve kendilerinden başka diğer tüm toplumları alçak gören siyonistlerin kendilerine ortak gördükleri ve bu ortaklığa peşinen razı olan PKK PYD SDG unsurlarının kayıp yahudi kavmi olduklarına olan inanç. Şimdi bu topraklarda 1000 yıl boyunca gerek haçlılara gerek emperyalistlere gerekse siyonistlere karşı mücadele veren Müslüman milletin yanında yer alınıp alınmayacağı hususudur. Kendini Kürt gazeteci olarak gösteren şahıs açıkça siyonistlerin emperyalistlerin yanında yer alacaklarını deklare ediyor. Selahaddin Eyyubi'nin Alparslan'ın Melik Şah'ın Yavuz'un izinden gitmemeyi tercih edenler her iki dünyalarını da mahvetmeyi göze almışlar demektir.

Trade wars are class wars kitabında geçen ifade şu: The underlying problem was an economic and political system that placed large surplus savings in the hands of plutocracy. Income concentration gave the rich an excess of consuming power which they cannot use at the expense of everyone else. Birincisi Türkiye'de unorthodox ve sonrasında IMF politikaları ile plutokratik sistem gerek servet ve rant transferiyle gerekse monopol ve oligopol yapının güçlenmesi üzerine gelişen satıcı enflasyonuyla yükseldi. Bunun sonucunda faiz artışına karşı halen ortodoks politika savunucularının anlam veremediği talep etkisi oluştu. İkincisi Haşr suresi 7inci ayette Allah şöyle buyuruyor: mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) hâline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir). Yani İslam plutokrasiye karşıdır. İslam monopol ve oligopol yapının oluşmasını hoş karşılamaz, doğru bulmaz. İslam ekonomisi önemlidir diyenler plutokratik yapıya yol açan kararlarını terse çevirme iradesi göstermedikçe konuşmaları sadece halkı etkileme çabasıdır.

https://x.com/tashecon/status/1928422143005491594?t=vGC0HLsycHXpqKEFCo10qw&s=08 Şimşek için hep spekülasyon olacak. Gerçekleşmesi için mevcut yönetimin yurtdışı jeopolitik konularda ciddi sıkışma görmesi üzerine unorthodox politikalara dönüşe kararı gerekir. Zira mevcut istihdam ve kobilerin başı çektiği reel sektör koşullarında unorthodox talepleri artıyor ama tetikleyici unsur jeopolitik olacak. Unorthodox politikalara sermaye kontrolleri olmadan dönülmeyeceğini aklımızda tutalım.

Fatih Portakal'dan '66. madde' çıkışı: "Türkiyelidir de denebilir. Benim için fark etmiyor. Bu cümle herkesi tek tip haline getiriyor bence. Değişir, değişmez bilmem ama korkulmadan konuşulması gereken bir konu" Bu kişilerin yayın yaptığı kanallar ve izleyenleri kendilerini Atatürkçü olarak tanımlıyordu yanlış hatırlamıyorsam. Tüm tarlalar sürülmüş kimsenin haberi yok. Haber veriyoruz anlayan yok.