ÂDÂB-I TARÎKAT-I NAKŞİBENDİYYE
ÂDÂB-I TARÎKAT-I NAKŞİBENDİYYE
February 4, 2025 at 08:49 AM
*Fecr Sûresi 17-20. Âyet-i kerîmelerinde şöyle buyrulmuştur:* كَلَّا بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَت۪يمَۙ ﴿١٧﴾ وَلَا تَحَٓاضُّونَ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۙ ﴿١٨﴾ وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ اَكْلًا لَمًّاۙ ﴿١٩﴾ وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّاۜ ﴿٢٠﴾ "Hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz. Muhtaçları doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Mirastan ne gelse, helâl-haram demeden alabildiğine yiyorsunuz. Malı mülkü de sınırsız bir sevgiyle seviyorsunuz." *Âyetlerin meâlinden de anlaşılacağı üzere bu tip insanlar:* Birincisi; kendileri Allah’tan ikram beklerken, en çok ikrama muhtaç olan yetimleri görmezden gelir, onlara ikram etmezler. Onlara değer verip, ellerinden tutarak hallerini düzeltmeye çalışmazlar. Halbuki yetimlere alaka gösterip onları koruyup kollamak, Allah katında çok makbul bir ameldir. İkincisi; fakiri, yoksulu, yâni muhtaçları yedirip doyurmaya, ihtiyaçlarını karşılamaya teşvik etmezler. Kendileri bu işi yapmadıkları gibi, başkalarını da yönlendirmezler. Aksine ondan kaçınır, birbirlerini bunu yapmaktan nefret ettirirler. Hatta o fakirler üzerinden geçinmek isteyip taşkınlık ederler. Çünkü onların böyle bir dertleri yoktur. Bütün dert ve kaygıları kendi menfaatlerinin peşinden koşmak, midelerini tıka basa doldurmak, her türlü nefsânî hazlarını tatmin yollarını aramaktır. Zira bu tipler, nefsin derin çukurları içinde boğulup kalmış zavallılardır. Üçüncüsü; yine aynı dünya perestliğin ve madde tutkusunun sevkiyle mirası yerler. Onun helâl mi haram mı olduğuna bakmadan üzerine konar, oburca, hak ve hukuku gözetmeyerek şiddetli hırs ve iştah ile oburcasına yerler. Dördüncüsü; malı çok severler. Bütün hırslarıyla, arzu ve tutkularıyla malı severler. Helâl, haram demeden, bulup alıp biriktirmek isterler. Kapıp göğüslerine basarlar. Halbuki sahibinin elinde hayır için sarf edilmeyip yığılan mal, mirasyedilerin ellerinde eğlence yollarında yenilip yok olup gitmektedir. Kazanıp yığana günah ve vebalinden başka bir şey kalmamaktadır. Şâir Sâmî, Arpaemînizâde'nin ifadesiyle: *Cem‘-i mal eylediğin râhat içündür ammâ* *Renci artar ağır oldukça yükü hammâlın...* “Gerçi sen biraz rahat yaşamak için para ve mal sahibi olmaya bakıyor ve eline geçenleri de biriktiriyorsun. Ama düşün ki, hammalın sırtındaki yük çoğaldıkça veya ağırlaştıkça, zavallının da sıkıntısı, ağrı ve sızısı o nispette fazlalaşır.”

Comments