
ÂDÂB-I TARÎKAT-I NAKŞİBENDİYYE
February 7, 2025 at 04:39 PM
*Din ilimlerini dindardan öğren! Çünkü dinsizin dinden*
*bahsetmesi, gıyâbî ve hayali bir vesveseden ibarettir.*
Gavs-ı Kasrevî Seyyid Abdülhakim el-Hüseynî'ye [kuddise sırruhû] soruldu: *"Bunca ulema delili terk etmemişler, sizden ise delili terk etmenin mecbur olduğunu anlıyoruz, ne dersiniz?"*
*Şöyle buyurdular:* Çoğu ulema malum olanı müşahede etmek makamından, hırs ve aklın seviyesine inerler. İnişlerinden avamı hırs ve hayalin şüphesinden delille onları seviyelerine celp ederler. İbrahim (aleyhisselâm), miraçlarında yıldız, ay ve güneşin mahluk olduğunu müşahede etmişlerdi. Peygamberlerin hepsi kâmil doğar, inançları hakkında delile ihtiyaç görmezler. Lakin İbrahim (aleyhisselâm) kavmine yol göstermek için onların makamına inip, his ve akıl seviyelerine göre onlara delil göstermiştir.
Kur’an-ı Kerim’de işaret olunan mana bundan ibarettir. Kavmine şöyle delil gösterdi, farz-ı muhal, güneş, ay ve bu yıldızlar yaratıcıdır desek, hallerine bakıyoruz, değişiyorlar. Bunların her birisi birer kervan kafilesidir. Yürüyorlar ama onları yürüten başkadır. Yürütücü Allah’tır (celle celâluhû) Allahü Teâlâ değişmez. Ezelidir, Ebedidir. Halik-i Mutlaktır.
İbrahim (aleyhisselâm) böyle bir yolla kavmini inanmaya davet etmiştir. Ezeliyet meselesini onlara izah etmiştir. Aksi halde kendisi de kevkebin halik olmadığını bilirdi. Bunun içindir ki, ulema şöyle demiş: Din ilimlerini dindardan öğren. Çünkü dinsizin dinden bahsetmesi, gıyâbî ve hayali bir vesveseden ibarettir. Dindar ise öyle değil, keşf-i şuhûdi olarak anlayıp ve zevkini tadıp ona göre tarif eder.