
ÂDÂB-I TARÎKAT-I NAKŞİBENDİYYE
February 9, 2025 at 02:58 PM
*BU KADARLA YETİNİYORUM BU KADARI YETER ZEKİLERE*
*İmâm-ı Rabbânî [kuddise sırruhû] şöyle buyurmuştur:*
Ferdiyet makamının da kemâlâtını içeren kutbü'l-irşâd makamı çok yüksek bir makamdır. Böyle bir makam ancak asırlar sonra ortaya çıkar ve çıkışının nuruyla karanlık âlemi aydınlatır. Onun hidayet nuru bütün alemi kuşatmaktadır. Arştan ferşe kadar her kime hidayet, iman ve marifet nasip olduysa mutlaka onun aracılığıyla ulaşmıştır Onun aracılığı olmaksızın bu nimet kimseye nasip olmaz. Onun nuru okyanus misali bütün âlemi kaplamış vaziyettedir. Bu deniz âdeta donmuştur ve asla hareket etmez. *Ona samimi bir kalple veya onun kalbinden bir pencere açarak yönelen bir talip ihlâsı ve teveccühü miktarınca bu denizden kanar.*
Bunun gibi, kutbu inkâr etmediği halde sadece onu bilmediği için kendisine yönelmeden Alah'ı zikretmeye koyulan bir kimse de bu deryadan nasiplenir. *Fakat birinci sınıftan olan kimsenin nasibi daha fazladır.* Kutbu inkâr eden veya ona eziyet veren kimseye gelince, bu kimse Allah'ı zikretmekle mesgul olsa bile gerçek hidayetten mahrum kalır.
Onun kutbu inkârı ve ona verdiği eziyet feyzinin önünü tıkar. Kutub bu kimseye mâni olmadığı halde o gerçek hidayeti bulamaz. *Bu kimsede görüntüden ibaret bir hidayet vardır.* Mana ile içi doldurulmamış olan görüntünün faydası azdır. Bu kutba sevgisi olan kimseler ona yönelmemiş ve Allah'ı zikretmemiş olsalar bile sırf bu sevgileri sebebiyle kendilerine hidayet nuru ulaşır. Bu marifetle mektubumuzu noktalayalım.
*Bu kadarla yetiniyorum, bu kadarı yeter zekilere;*
*Defalarca seslendim sesime kulak verenlere...*
Hamd âlemlerin Rabbi Rahmân ve Rahim olan Allah'a mahsustur. Salat ve selâm sonsuza kadar O'nun elçisi Hz. Muhammed ve onun ashabı ve ailesi üzerine olsun.
*[Mektubat-ı Rabbânî, 260. Mektup]*