
● İLİM MİHRÂBI
February 22, 2025 at 03:20 PM
*ERİS KUYUSU VE CENNETLE MÜJDELENEN ÜÇ SAHABE*
*Ebû Mûsâ el-Eş’arî [radıyallahu anh] anlatıyor:* Bir gün abdest alıp evimden çıktım ve “Bugün hep Resulullah ile birlikte bulunacağım. O’nun yanından hiç ayrılmayacağım.” dedim.
Mescide gidip orada bulunanlara Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin nerede olduğunu sordum. Onlar “Resulullah şu tarafa doğru gitti.” dediler. Tarif ettikleri yere doğru gittim ve Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin Eris kuyusunun bulunduğu bahçede olduğunu öğrendim. Bahçenin kapısının önüne gittim ve orada oturdum. O sırada Hazreti Peygamber [sallallahu aleyhi ve sellem] ihtiyacını giderip abdest alıyordu. Efendimiz [sallallahu aleyhi ve sellem] abdest aldıktan sonra yanına gittim. Gidince gördüm ki Efendimiz [sallallahu aleyhi ve sellem] Eris kuyusunun kenarında bulunan taşların tam ortasına oturmuş, baldırları sıvanmış halde ayaklarını kuyuya sarkıtmıştı. Kendisine selam verdikten sonra tekrar bahçenin kapısına gittim ve kendi kendime: “Bugün Hazreti Peygamber [sallallahu aleyhi ve sellemin] kapıcılığını yapacağım.” dedim.
• O sırada Hazreti Ebûbekir [radıyallahu anh] çıka geldi ve kapıyı çaldı. Ben ”Kim o?” diye sordum. *“Ben Ebubekir.”* dedi.
Ben de “Biraz bekle.” dedim ve Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanına gittim. “Ya Resulallah! Ebubekir geldi içeri girmek için müsaade istiyor.” dedim. Resulullah [sallallahu aleyhi ve sellem] *“İzin ver gelsin ve onu cennetle müjdele.”* buyurdu.
Bahçenin kapısına geldim ve “Ey Ebûbekir gel gir. Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem seni cennetle müjdeliyor.” dedim. Hazreti Ebûbekir içeri girdi ve Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ’in sağ tarafına oturdu. O’nun gibi baldırlarını açarak ayaklarını kuyuya sarkıttı.
• Ben tekrar bahçenin kapısına geldim ve oturdum. Evden çıkarken kardeşimin abdest alıp bana yetişeceği aklıma geldi ve kendi kendime “Allah Teâlâ kardeşim için hayır murad ettiyse onu buraya getirir.” dedim. Tam o sırada birisi kapıyı itti. Ben “Kim o?” dedim. Kapıdaki kişi *“Ben Ömer b. Hattâb”* dedi.
Ona beklemesini söyledim ve Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına giderek kendisine selam verdim. Hazreti Ömer’in geldiğini, içeri girmek için müsaade istediğini söyledim. Hazreti Peygamber [sallallahu aleyhi ve sellem] *“İzin ver gelsin ve onu cennetle müjdele.”* buyurdu.
Kapıya geldim ve Hazreti Ömer’e “Buyur gel. Hazreti Resulullah seni cennetle müjdeliyor.” dedim. Hazreti Ömer içeri girdi ve Resulullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem sol tarafına oturdu. O’nun gibi baldırlarını açarak ayaklarını kuyuya sarkıttı.
• Ben tekrar bahçenin kapısına geldim ve oturdum. Yine kendi kendime: “Allah Teâlâ, kardeşim için hayır murad ettiyse onu buraya getirir.” dedim. Bu sırada yine kapı hareketlendi. Ben “Kim o?” diye sordum. *“Ben Osman b. Affân.”* diye cevap verdi.
Ona da beklemesini söyledim ve Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gittim. Hazreti Osman’ın geldiğini söyledim. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem: *“İzin ver gelsin ve başına gelecek bir musibetle birlikte onu cennetle müjdele”* buyurdu.
Döndüm kapıyı açtım ve “Buyur gir. Allah Resulü seni başına gelecek bir musibetle birlikte cennetle müjdeliyor.” dedim. Hazreti Osman radıyallahu anh içeri girdi. Efendimizin oturduğu tarafın dolduğunu gördü. O da Resulullah’ın karşısına oturdu.
*Tâbiînin önde gelenlerinden Saîd b. Müseyyeb* [rahmetullahi aleyh]: “Ben bu olayı onların kabirlerine yoruyorum.” demiştir.
Saîd b. Müseyyeb rahmetullahi aleyhin buyurduğu gibi: Hazreti Ebûbekir ve Hazreti Ömer‘in [radıyallahu anhuma] kabirleri Efendimiz [sallallahu aleyhi ve sellemin] mübarek kabirlerinin yanındadır.
Hazreti Osman radıyallahu anhın kabri ise Cennetü’l-bâki kabristanlığında Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ravzasının karşısındadır. Ne mutlu onlara ve onların yolunu takip edenlere.
*BUHARA DERGİSİ*