https://almirsadtr.com/tarihin-sayfalarindan-osmanli-devleti-bolum-2/ Tarihin Sayfalarından: Osmanlı Devleti Bölüm 2 Yazar: Haris Ubeyde **Selçuklu İmparatorluğunun Kuruluşu** Selçukluların ortaya çıkışı, bir yandan Abbasilerin alanına dahil edilen ve diğer yandan Şii Fatımilere doğru çekilen bölgelerdeki siyasi dönüşümler üzerinde derin bir etki oluşturmuştur. Bu koşullar altında Selçuklular, Miladi takvimin 11. yüzyılına denk gelen tarihte -Hicri takvimin ise 5. yüzyılında- ortaya çıkan geniş bir Türk imparatorluğunun temellerini attılar. Bu imparatorluk Horasan, Maveraünnehir, Irak, İran, Levant ve Asya'daki iki bölgeyi kapsıyordu. Başlangıçta, bu imparatorluğun başkenti İran'da İsfahan şehriydi ve daha sonra Irak'ta Bağdat'a taşındı. Bu dönemde Horasan, Maveraünnehir (günümüzde Özbekistan ve Tacikistan), Levant (Suriye Selçukluları) ve Anadolu (Rum Selçukluları) gibi bölgelerde birkaç küçük Selçuklu devleti ortaya çıktı. Tüm bu devletler İran ve Irak'taki Selçuklu İmparatorluğu'na bağlıydı. Selçuklular, Bağdat'taki Abbasi Devletine ve onun Sünni inanç sistemine güçlü bir destek sağladı. İmparatorluk, İran ve Irak'taki Buyid hanedanının etkisi ve diğer yandan Suriye ve Mısır'daki Fatımi etkisi nedeniyle derin bir düşüşe yaklaşıyordu. Selçuklular, Buyid'in gücüne son verdi ve Fatımilere şiddetle karşı çıktı. 347 H. yılında Selçuklu komutanı Tuğrul Bey, Bağdat'taki Buyid hanedanının yönetimini tamamen ortadan kaldırdı. Tüm ayaklanmaları bastırdı ve cami kapılarından Peygamberimizin (S.A.V.) Sahabeleri hakkında aşağılayıcı ve onur kırıcı yazıları kaldırdı. Ayrıca Rafizilikteki aşırı ve abartıları nedeniyle Şii lider Ebu Abdullah el-Cellab'ı idam etti. Şii Büveyhi etkisi Bağdat'ta ve Abbasilerde yayılmıştı. Selçuklular Büveyhi imparatorluğunu ortadan kaldırdığında ve Sultan Tuğrul Bey Abbasi devletinin başkentine girdiğinde, Halife El-Kaim Bi-emrullah onu sıcak bir şekilde karşıladı. Ona güzel hediyeler verdi, yanına oturmaya davet etti ve ona saygılı ünvanlarla hitap etti. Bu ünvanlardan biri de "Sultan Rukneddin Tuğrul Bey" idi. Daha sonra Abbasi Emiri, Sultan Tuğrul Bey'in adının paralara yazılması ve Bağdat camilerinde onun adına hutbeler okunması yönünde bir kararname çıkardı. Cuma namazlarında ve diğer yerlerde de onun için de dualar edilmeye başlandı. Bu vesileyle Selçuklular İslam dünyasında saygınlık kazandılar ve Bağdat'ta iktidar otoritesi olarak Büveyhilerin yerini aldılar. Abbasiler onlardan gelen her tavsiyeyi büyük bir saygıyla kabul eder ve onları büyük bir saygıyla karşılardı. Tuğrul Bey büyük bir güce, zekaya, cesarete, dindarlığa ve adalet duygusuna sahip bir şahıstı. Asil karakteri nedeniyle destekçileri her geçen gün arttı. Güçlü bir orduyu komuta etti ve tüm Selçuklu Türklerini birleştirmek için çabaladı, dini yaymada tam bir rol oynadı. Selçuklu İmparatorluğu ile bağlarını güçlendirmek için Emir El-Kaim Bi-emrillah, Tuğrul Bey'in ağabeyi Cafer Bey'in kızıyla Hicri 448 (MS 1059) yılında evlendi. Tuğrul Bey de MS 1062'de El-Kaim'in kızıyla evlendi. Ancak kısa bir süre sonra Tuğrul Bey hayatını kaybetti. Tuğrul Bey evliliğinden sadece bir ay sonra, Hicri 454 yılında Ramazan ayının 8'inde -MS 1062'de- vefat etti. Vefat ettiğinde 70 yaşındaydı. Tuğrul Bey, vefatından önce Selçuklu'nun iktidarını ve başarısını Horasan'da ve Irak'ın kuzeybatı bölgelerinde sağlamlaştırmıştı.