Dr. Mehmet Sürmeli
Dr. Mehmet Sürmeli
February 19, 2025 at 04:48 AM
SÖYLEM EYLEM UYUMU İnsanlara hayrı ve güzeli tavsiye edip kendileri İslâm dışı bir hayat yaşayanları Peygamber Efendimiz, korkunç bir benzetmeyle uyarmıştır: “İsra gecesinde, dudaklarını ateşten makaslarla kesen bir kavim bana gösterildi. Bunların kimler olduğunu sorduğumda (Cebrail) şu cevabı verdi: “Bunlar ümmetinin dünyadaki hatipleri (insanlara nutuk atan önderleri)dirler. İnsanlara iyiliği emrederler ama kendilerini unuturlar. Allah’ın Kitabı’nı okurlar fakat içindekileri akıllıca düşün(üp amel et)mezler.”[1] Böyle kötü bir akıbete uğramamak için, söylenen güzel şeyler ilk önce davetçinin hayatında anlam bulmalıdır. İnsanın, kendi hayatında amelî hâle getirmediği şeyleri başkalarına söylemesini ve emretmesini Yüce Allah, ayetinde beyan ettiği gibi beğenmemiştir: “يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ كَبُرَ مَقْتًا عِندَ اللَّهِ أَن تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ” “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah nazarında en tiksinti verici şeydir!”[2] Yapılmayan şeylerin söylenmesi riyakârlık olması münasebetiyle Allah, özellikle bu tip insanları kınamıştır. Aynı zamanda riya, salih ameli iptal eden bir günahtır. Peygamber Efendimiz de Kur’an’ı öğrenip yaşamayan insanları hoş görmemiştir. İdeal Müslümanın hem Kur’an’ı öğrenen hem de içeriğini yaşayanlar olduğuna sık sık atıflarda bulunmuştur. Kitap’ı/Tevrat’ı öğrenip amel etmeyen ve hayatlarına vahiyle anlam vermeyen Yahudiler[3] üzerinden bir benzetme yapan Allah (c.c.), şu ayetle Müslümanların âlimlerini ve bilgi sahibi kişilerini de uyarmıştır: “مَثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ” “Tevrat'ın yükü ile onurlandırılmış iken bu yükü taşıyamamış olanların durumu, sırtına kitaplar yüklenmiş (ama onlardan habersiz bulunan) merkebin durumuna benzer. Allah'ın ayetlerini/mesajlarını yalanlamaya şartlanmış olanların durumu ne acıdır, çünkü Allah hidayetini böyle zalim bir halka ihsan etmez!”[4] Davetin hakkını vermemek ve hakikati gizlemek vahyi tahrif derecesinde bir suçtur. Buna göre, Kur’an bilginlerinin okuyup öğrendiklerini insanlarla paylaşmaları ve kendilerine lütfedilen güzelliklere başka insanları da çağırmaları yüklendikleri bilgilerin hakkını vermektir. Bu hakkı vermeyen kişileri, hadiste açıklandığı gibi Hz. Peygamber şu ağır ifadelerle uyarmıştır: “İnsanların en şerlisi, en faciri ve (günahlara karşı) en cesaretlisi Allah’ın Kitabı’nı okuyan ama Kitap’ın içerisindeki (şeylere insanları) davet etmeyendir.”[5] [1] Ahmed, Müsned, c.III, s.180 [2] Saf 61/2-3 [3] Mukatil b. Süleyman, Tefsir, c.III, s.360 [4] Cuma 62/5 [5] Nesai, Cihad, 25 MEHMET SÜRMELİ
❤️ 🌹 👍 5

Comments