BOZKURT VE ATATÜRK: GEÇMİŞİN SEMBOLÜ MÜ, GELECEĞİN YOL HARİTASI MI? Tarihte bazı semboller vardır ki sadece bir figür olmanın ötesine geçer. Onlar, bir milletin hafızasında derin izler bırakır, yön gösterir ve geleceğe dair mesajlar taşır. Bozkurt da böyle bir semboldür. Türk milletinin tarihinde, edebiyatında ve devlet anlayışında hep özel bir yeri olmuştur. Ancak bugün, bu sembol hakkında farklı tartışmalar dönüyor: Bozkurt yalnızca geçmişin bir mirası mı, yoksa geleceğe ışık tutan bir işaret mi? Atatürk’ün sahiplendiği Bozkurt, neden zamanla ideolojik bir tartışmanın konusu haline geldi? Bugün Atatürk ve Bozkurt denildiğinde, çoğu insanın aklına milliyetçilik gelir. Ancak Atatürk’ün Bozkurt’a verdiği önem, yalnızca bir milletin kimliğiyle ilgili değildir. Bu sembol aynı zamanda bir yönetim felsefesini, bir duruşu ve bir karakteri ifade eder. Bozkurt’un Atatürk’teki Anlamı: Sadece Bir Sembol mü? Atatürk, sadece bir savaş kahramanı değil, aynı zamanda çok güçlü bir stratejistti. O, milletin hafızasını, semboller üzerinden şekillendiren bir liderdi. Bozkurt’u devletin paralarına, pullarına, kurumlarının amblemlerine koyması tesadüf değildi. Petrol Ofisi, Türk Ocakları, Ankara Üniversitesi gibi pek çok kuruma Bozkurt figürünün yerleştirilmesi, milletin belleğine güçlü bir mesaj vermek içindi. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesini verirken, Bozkurt’un rehberlik ettiği Ergenekon Destanı’nı, milletin kendi kaderiyle özdeşleştirdi. Atatürk için Bozkurt, yalnızca bir sembol değil, liderliğin, yol göstericiliğin, cesaretin ve bağımsızlığın simgesiydi. Peki, Günümüzde Bozkurt’un Algısı Neden Değişti? Atatürk döneminde devletin pek çok yerinde kullanılan Bozkurt, zamanla siyasi kamplaşmaların içine çekildi. Önce ideolojik bir kimlik yüklendi, sonra belirli grupların tekeline bırakıldı. Bu, aslında Atatürk’ün oluşturduğu “millet kimliği” anlayışına ters bir durumdu. Çünkü Atatürk’ün inşa etmeye çalıştığı yeni Türkiye, sadece belirli ideolojilere hapsolmuş bir kimlik değil, herkesin sahip çıkabileceği milli değerler üzerine kurulu bir devlet modeliydi. Ancak zamanla: Bozkurt, bir kesimin simgesi olarak görülmeye başlandı. Diğer kesimler, Atatürk’ün Bozkurt ile kurduğu bağı görmezden gelerek, onu milliyetçiliğin dar bir yorumuna sıkıştırmaya çalıştı. Devletin ilk yıllarında Bozkurt’u sahiplenen CHP, zamanla ondan uzaklaştı. Bu noktada şu soruyu sormak gerekiyor: Atatürk’ün Bozkurt’a yüklediği anlam, sadece geçmişin bir yansıması mıydı, yoksa gelecek için de bir yol haritası mı? Bozkurt Bugün Ne Anlatıyor? Eğer Bozkurt yalnızca geçmişte kalmış bir sembol olsaydı, bugün hâlâ bu kadar güçlü bir etki yaratmazdı. Bozkurt, sadece Türk tarihinin değil, gelecekte izlenecek yolun da bir göstergesidir. Bağımsızlık, cesaret, birlik ve mücadele ruhu taşıyan herkesin içindeki Bozkurt yaşar. Atatürk’ün vizyonunu gerçekten anlamak isteyenler, onun Bozkurt’a neden bu kadar önem verdiğini de anlamalıdır. Bugün “Atatürkçülük” ve “milliyetçilik” kavramlarını konuşanlar, Atatürk’ün Bozkurt’a bakışını unutarak konuşuyorsa, eksik bir değerlendirme yapıyor demektir. Çünkü Atatürk’ün kurduğu Türkiye’de, Bozkurt ne bir ideolojinin ne de bir grubun tekelinde olmalıdır. O, Türk milletinin geçmişini, bugününü ve geleceğini temsil eden ortak bir semboldür. Ve bu bilinçle hareket edildiğinde, Atatürk’ün Bozkurt ile çizdiği yol haritası, yalnızca geçmişin bir mirası olmaktan çıkıp, geleceğe yön veren bir rehber haline gelebilir. 19 Şubat 2025 Rafet ULUTÜRK BULTÜRK Derneği Genel Başkanı