Uyarı!.. Fazla merak, insanı asıl vazifesinden uzaklaştırabilir. Gökyüzündeki yıldızlar, gezegenler ve evrenin sırları, bizim asıl ilgi alanımız değildir. Bizim için önemli olan, Yüce Allah'ın (c.c) bize emrettiği ibadetleri yerine getirmek ve O'nun rızasını kazanmaktır. Mahşer gününde bize "Tarık yıldızı nedir?" veya "Evrenin genişlemesi nasıl gerçekleşir?" gibi sorular sorulmayacaktır. Bize sorulacak olan, namazımızı kılıp kılmadığımız, orucumuzu tutup tutmadığımız, helal ve harama dikkat edip etmediğimizdir. Allah (c.c), Kur'an-ı Kerim'de bazı ayetlerde evrenin yaratılışına ve gökyüzündeki varlıklara işaret etmiştir. Ancak bunlar, insanların bu konuları detaylıca araştırması için değil, Allah'ın sonsuz ilmini ve kudretini düşünmemiz için birer işarettir. Örneğin, Tarık yıldızı ile ilgili ayetler, Allah'ın yaratma kudretini ve insanın yaratılışını hatırlatmak içindir. Bu ayetler, insanları astronomi bilimine yönlendirmek için değil, Allah'ın büyüklüğünü idrak etmemiz içindir. Bizler, henüz dünyevi işlerimizi tam anlamıyla düzene koyamıyoruz. İbadetlerimiz eksik, günahlarımız çok. Dünyanın geçici işleri bizi öylesine meşgul ediyor ki, kendimizi Allah'a tam anlamıyla adayamıyoruz. Böyle bir durumda, gökyüzündeki yıldızların sırlarını çözmeye çalışmak, bizi asıl vazifemizden daha da uzaklaştırabilir. Öyleyse, asıl odaklanmamız gereken şey, Allah'ın emirlerini yerine getirmek ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) sünnetine uygun bir hayat yaşamaktır. Namazımızı kılalım, orucumuzu tutalım, zekâtımızı verelim, haramlardan uzak duralım ve helal olanla yetinelim. Dünyanın geçici heveslerine kapılıp, ahiretimizi unutmayalım. Allah (c.c), bizi yaratan, yaşatan ve öldükten sonra tekrar diriltecek olandır. O'nun emirlerine uymak, bize hem dünyada hem de ahirette huzur ve mutluluk getirecektir. Gökyüzündeki yıldızların sırları, Allah'ın ilmine kıyasla çok küçük ve önemsizdir. Bizim için asıl önemli olan, Allah'ın rızasını kazanmaktır.