Dr. Batuhan Celik
Dr. Batuhan Celik
February 26, 2025 at 12:02 PM
İnsanlık tarihi boyunca, gözle görülmeyen ve anlaşılması zor olan varlıklar hep merak konusu olmuştur. Özellikle son yüzyılda, "uzaylılar" olarak adlandırılan bu varlıklar, bilim kurgunun ve komplo teorilerinin odak noktası haline geldi. Ancak, aslında bu "uzaylılar" dediğimiz varlıklar, insanlıktan çok daha önce yeryüzünde hüküm sürmüş olan cinlerden başkası değildir. Cinler, insanlık için bir sır perdesi olarak kalmış, ancak onların varlığı ve özellikleri Kur'an-ı Kerim'in ayetlerinde açıkça belirtilmiştir. Bugün ABD'nin "uzaylılar" veya "UFO" olarak adlandırdığı varlıklar, aslında cinlerdir. Birçok Hristiyan ülke, cinlere "cin" demek yerine "uzaylı" terimini kullanmaktadır. Cinler, insan ırkından yaklaşık 2000 yıl önce yeryüzünde yaşamış, hatta bir dönem dünyaya hükmetmiş varlıklardır. İnsanlar gibi çocuk sahibi olmuş, mal mülk edinmişlerdir. Ancak insanlardan farklı olarak, cinlerin fiziksel özellikleri oldukça şaşırtıcıdır. Uçabilme, uzayda ve su altında nefes alabilme gibi yeteneklere sahiptirler. Bu özellikleri sayesinde, cinler sadece dünyada değil, uzayda da yaşamlarını sürdürebilmişlerdir. Ancak, nüfusları arttıkça ve teknolojileri geliştikçe, cinler arasında sapkınlıklar baş göstermiş, Allah'a isyan etmişler ve kendi aralarında kan dökmeye başlamışlardır. Bu sapkınlıkları nedeniyle, Allah (c.c) onların günahtan aşırıya kaçan bir kısmını helak etmiş, bir kısmını ise kıyamete kadar sürecek bir imtihan için serbest bırakmıştır. Tıpkı insanlar gibi, bazı insan toplumlar da zaman zaman hadlerini aşıp helak oldular. Peygamberlerin tarihine baktığımızda, kimini denizde boğdular, kimini sesle helak oldular, kimini gökten yağan taşlarla, kimini de dünyayı saran devasa okyanuslarla cezalandırdılar." Yüce Allah (c.c.), insan ve cin topluluklarından günah işlemekte aşırıya kaçanlara, zaman içinde çeşitli olaylarla hadlerini bildirmiştir. Cinler, insanlardan çok daha ileri bir medeniyete sahipti. Gelişmiş teknolojileri, zenginlikleri ve refahları onları haddinden fazla şımartmıştı. Maalesef, günümüz insanlığı da benzer bir yolda ilerliyor. Teknolojimiz hızla gelişirken, çocuklardan yaşlılara, şehirlerden köylere kadar herkesin elinde bir telefon var. Çoğu insan, saatlerini sosyal medyada anlamsız içeriklerle harcıyor, para ve şöhret uğruna ahlaki değerlerini hiçe sayıyor. Bu durum, kültürümüzü yozlaştırıyor, edep ve haya gibi kavramları tarihe karıştı. Eğer bu şekilde devam edersek, toplu bir felakete doğru sürükleniyoruz. Zaten kıyamete de çok yakınız. Çevremize baktığımızda, insanların birbirine karşı ne kadar duyarsızlaştığını görüyoruz. Komşuluk ilişkileri zayıfladı, eski samimiyet kayboldu. Evlerde bile sohbet yok, herkes odasına çekilmiş telefonlarıyla başbasa kalıyor. Bu gidişat, bizim de sonumuzu hazırlıyor, başımızı böyle elektronik cihazlara sokarken gercekten helakımızda az kaldı demektir. Bizim sahip olduğumuz bu şeylere cinler binlerce yıl önce sahipti. Kim bilir şimdi neler icat etmişlerdir, Allah bilir. O yüzden cinler de zaman zaman hadlerini aşmış ve helak edilmişlerdir. Ancak, insan ırkı gibi onlar da varlıklarını sürdürmeye devam etmektedir. Serbest bırakılan cinler, uzaya kaçarak kendilerini kurtarmaya çalışmış gibi görünüyorlar. Ancak bu kaçış, onları kurtarmamış, sadece Allah'ın onlara verdiği süreyi uzatmıştır. Uzayda yaşayan cinler, dünyadakilere göre daha gelişmiş bir teknolojiye ve fiziksel özelliklere sahiptir. Uzayın zorlu koşullarına adapte olmuş, burada yaşamlarını sürdürmüş ve nüfuslarını artırmışlardır. Ancak, bu gelişmişlik onları Allah'a karşı daha da küstahlaştırmış, kendi güçlerine güvenerek sapkınlıklarını devam ettirmişlerdir. Cinlerin helak edilen kısmından sonra, Allah insan ırkını yaratmıştır. Ancak, helaktan kaçan cinler, birkaç asır sonra dünyaya geri dönmüş ve bu sefer insan ırkıyla karşılaşmışlardır. İnsanları ilk gördüklerinde, cinler büyük bir korkuya kapılmış ve onlardan uzak durmuşlardır. Ancak, zamanla insanların cinleri göremediğini fark edince, yavaş yavaş insanlara yaklaşmaya başlamışlardır. Özellikle imanı zayıf olan insanlara musallat olarak, onları sapkınlığa sürüklemişlerdir. Bazı cinler ise, peygamberlerin hayatlarını ve mümin insanların Allah'a olan bağlılığını görünce tövbe edip imana gelmişlerdir. Bu cinler, insanların arasında yaşamaya başlamış, ancak onların varlığı her zaman gizemini korumuştur. İnsanların teknolojik gelişmeleri, aslında cinlerin binlerce yıl önce keşfettiği ve kullandığı şeylerdir. Bugün kullandığımız teknolojinin birçoğu, cinler için basit birer oyuncak niteliğindedir. Örneğin, antik dönemlerde yapılmış heykellerde görülen elektronik saat oymaları veya Yunan tanrılarının ellerindeki modern çantalara benzeyen nesneler, cinlerin teknolojik üstünlüğünün birer kanıtıdır. Cinler, insanlara doğrudan maddi bir şey üretmezler, ancak onlara fikirler ve ilhamlar vererek, kendi amaçları doğrultusunda yönlendirirler. Örneğin, Elon Musk veya Bill Gates gibi modern dünyanın önde gelen isimlerinin başarılarının arkasında, cinlerin ilhamları olduğu iddia edilir. Nasıl ki Yunus Emre gibi insanlara Rahmani ilhamlar gelmişse, kötü niyetli cinler de kendilerine hizmet edenlere şeytani ilhamlar vermektedir. Bu ilhamlar, insanlığı Allah'tan uzaklaştırmak ve sapkınlığa sürüklemek amacı taşır. Cinlerin teknolojisi, sadece fiziksel icatlar değil, aynı zamanda enerji ve boyutlar arası iletişimle de ilgilidir. Onlar dünyanın enerji akışlarını kontrol edebilir ve bu enerjiyi kendi amaçları doğrultusunda kullanabilirler. Bu nedenle, günümüzde HAARP gibi teknolojilerin cinlerin bilgisiyle geliştirildiği iddia edilmektedir. Cinler, insanların teknolojik gelişmelerini manipüle ederek, onları kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmektedir. Günümüzde, özellikle medya ve teknoloji aracılığıyla yayılan negatif enerji, kötü cinlerin etkisini artırmaktadır. İnsanlar, sürekli olarak korku, endişe ve çatışma haberleriyle karşı karşıya kalmakta ve bu durum, kötü cinlerin amaçlarına hizmet etmektedir. Hata bir çok ülke istihbaratta cinlerden faydalanıyor mossad bunlardan birisi. Her yüz yılda bir, gök kapıları açılır ve cinler yeryüzüne iner. Bu dönemlerde, iyi ve kötü cinler arasında büyük bir mücadele yaşanır. Kötü cinler, insanları Allah'a karşı kışkırtarak, onları sapkınlığa sürüklemeye çalışır. İyi cinler ise, insanlarla birlik olarak kötülüklere karşı savaşır. Bu savaş, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal ve enerjisel bir mücadeledir. Kötü cinler, negatif enerji ile beslenir ve yeryüzünde korku, endişe ve kaos yaymaya çalışır. İyi cinler ise, insanlara sabrı ve iyiliği tebliğ eder. Bu mücadele, aslında yeryüzündeki güç dengesini yeniden şekillendirir. Şu anda yaşadığımız dönemde, gök kapılarının açık olduğu ve hem iyi hem de kötü cinlerin yeryüzünde aktif olduğu bir dönemdir. Bu yüzden, dünyada çok fazla kötü haber, savaşlar, krizler, salgınlar ve negatif enerji yayılmaktadır. Kuran-ı Kerim'de de belirtildiği gibi, hem insanlar hem de cinler imtihan içindedir. Allah, her iki ırka da belli bir süre vermiş ve bu süre içinde kendilerine her şey için izin verilmiştir. Cinler, kendilerini uzaya kaçarak kurtardıklarını zannetmişlerdir, ancak gerçekte Allah onlara da insanlar gibi bir süre tanımıştır. Kıyamet günü geldiğinde, her şey açığa çıkacak ve gerçekler ortaya serilecektir. Şu anda yaşadığımız dünya, iyi ile kötünün, pozitif ile negatif enerjinin savaş alanıdır. Her şey Allah'ın izniyle gerçekleşmekte ve O, kimin neye layık olduğunu en iyi şekilde bilmektedir. Bizlere düşen, bu imtihanı en iyi şekilde geçmek ve Allah'ın rızasını kazanmaktır.
❤️ 🤲 👍 ♥️ 🌸 🌹 🌼 💖 😛 🤍 53

Comments