Dr. Batuhan Celik
Dr. Batuhan Celik
June 11, 2025 at 02:21 PM
Bazen sivrisinekler bizi rahatsız eder, hatta öyle anlar olur ki sinirlenip, "Allah neden böyle canlılar yaratıyor?" diye sorgularız. Peki gerçekten, bu küçük ama etkili varlıkların doğaya ne gibi faydaları var? Gelin, hem bilimin hem de Kur’an’ın ışığında birlikte inceleyelim... Sivrisinek… İnsan gözünde çoğu zaman yalnızca bir “rahatsızlık” sebebidir. Uykumuzu böler, cildimizi kaşındırır, bazen hastalık bile taşır. Ama biz sadece zahire, yani dışa bakarız. Oysa Allah, hiçbir şeyi sebepsiz yaratmaz. Her canlı, ekosistemin görünmeyen bir zincir halkasıdır. Sivrisinekler de buna dâhildir. Sivrisinekler, dünya ekosisteminde birçok canlı için besin zincirinin temel bir halkasıdır. İşte bazı yönleriyle sivrisineklerin ekosistemdeki rolü: 1. Besin Kaynağıdırlar: Kurbağalar, kuşlar, yarasalar, örümcekler, balıklar ve hatta bazı bitkiler (örneğin böcekçil bitkiler) sivrisinekleri yer. Yani sivrisinekler olmasa, bu canlılar büyük ölçüde aç kalır, hatta nesilleri tehlikeye girebilir. 2. Bitkiler İçin Tozlayıcıdırlar: Evet, şaşırtıcı gelebilir ama dişi sivrisinekler kan emerken, erkek sivrisinekler çiçek nektarıyla beslenir. Bu sırada bazı çiçeklerin tozlaşmasına katkı sağlarlar. Yani sadece "zararlı" değiller. 3. Çürümeye ve Dönüşüme Katkı Sağlarlar: Larvaları (suda yaşayan yavruları), organik maddeleri parçalayıp suyu temizlemeye yardımcı olur. Yani bir tür "temizlik işçisi" gibi çalışırlar. Eğer sivrisinekler bir anda yok olsaydı, bu canlıların birçoğu aç kalır, doğadaki denge bozulurdu. Kısacası, sivrisinek yalnızca “ısıran” bir mahlûk değil; aynı zamanda doğanın dengesini koruyan bir görevli gibidir. Yüce Allah, Kur’an’da sivrisineği bizzat örnek verir. Bu küçücük canlı, koca kâinatın yaratıcısı tarafından, ilahi kelamda adı geçen nadir hayvanlardan biridir Kur’anda Allah şöyle buyurur: "Şüphesiz Allah, bir sivrisineği bile örnek vermekten çekinmez." (Bakara Suresi, 26) Bu ayette Rabbimiz, sivrisinek kadar küçük bir varlığın bile, büyük hakikatlerin anahtarı olabileceğini bildirir. Bu ayette Allah, sivrisineği örnek vermekten çekinmediğini beyan ederken, aslında bir mesaj verir: “Benim yarattığım hiçbir şey boş ve anlamsız değildir.” İster küçücük bir sivrisinek olsun, ister evrenin yıldızları… Hepsi O’nun ilminde yerli yerindedir. Bazıları bu ayeti küçümsercesine "Allah neden sivrisineği örnek veriyor?" diyerek inkâra yönelir. Oysa Allah, en küçükte büyüğü saklar; en basit görünen varlıkta en derin hikmeti gizler. Çünkü:İnsan aklını sınar: Bu küçücük canlının, bir radar gibi kan damarını bulması, iğnesini acısızca sokması, kana pıhtılaşma önleyici salgı salması... Bunlar rastgele olabilir mi? Bizler çoğu zaman yalnızca kendi rahatımıza bakarız. Oysa Allah’ın yarattığı her şey, kendi görevini yerine getiriyor. Sivrisinek bile… Belki uykumuzu bölen o sivrisinek, aslında başka bir canlının rızkı… Belki bize öğretilmek istenen sabır… Belki bir hastalıkla sınanarak dönüşmemiz gereken hâl… Her şeyin bir sebebi, her yaratılanın bir hikmeti var. İmtihan vesilesidir: Sivrisinek, bazen sabrımızı ölçer. Bazen uykumuzu böler, bazen sıtma gibi hastalıkları taşır. İnsanlara acizliklerini hatırlatır. Büyüklük vehmine karşılık küçüklüğün dersi: "Ben kimim ki?" dememiz için, bir sivrisinek bile bazen yeterlidir. Çünkü o küçücük şey, koca bir insanı gece uykusuz bırakabilir, hatta hastanelik edebilir. Sivrisinek gibi küçük, sıradan hatta “gereksiz” görünen bir varlığın bile Rabbimiz katında yeri varsa… Ya hayatımızda karşılaştığımız nice küçük olaylar? Belki bir bakış, belki bir söz, belki de hiç beklemediğimiz bir kayıp… Bunların da boşuna olmadığını fark ederiz. Çünkü Allah, büyük sırları bazen küçücük perdelere gizler. Sivrisinek... Gözle zor seçilen o narin yaratık, bize şunu haykırır aslında: “Beni yoktan var eden, seni de unutmuyor. Seni de gözetiyor. Sana da bir görev yükledi.” Allah’ın yarattığı hiçbir varlık ‘boş’ değildir. Hiçbir ses ‘gelişigüzel’ değildir. Ya susturur ya uyandırır… Ya öğretir ya hatırlatır… insana sabrı öğretir. Sabır… Zaten insanın fıtratında zorlandığı ama Allah’ın en çok sevdiği hallerden biri değil mi? Allah, kulunun sadece huzurda değil; rahatsızlıkta da onu hatırlayıp hatırlamadığını görmek ister. Düşünsene… Ufacık bir sinek seni sinirlendirebiliyorsa, aslında içindeki öfkeyi sana gösteren o sinek değil midir? Belki de o anda sende var olan hırsı, tahammülsüzlüğü, kibri açığa çıkarır. Sen de ders alır, toparlanırsın. Kur’an’da geçen o meşhur cümleyi hatırla: > "O’ndan size bir zarar dokunursa, O’ndan başka bunu giderecek yoktur." (En’am Suresi, 17. Ayet) Demek ki rahatsızlık da şifanın bir parçasıdır. Sivrisinek bazen uykunu böler, ama uyanıklığa çağırır. Uyanırsın; hem bedenen hem ruhen. Kimi insanlar Allah’ın yarattığını sorgular, "Bu da niye yaratılmış?" der. Kimi ise hayret eder, secdeye kapanır ve şöyle der: "Ya Rabbi! Sen ne muazzam bir sanatkârsın! Ufacık bir canlının bile içine milyonlarca sırrı sığdırmışsın!" Sana düşen hangisi? Görmek mi? İtiraz etmek mi? Sivrisinek gibi küçücük bir varlık bile seni Allah’a götürebilir. Yeter ki gözün görmek, gönlün sezmek istesin... Bazen küçücük bir sinek, koca bir inkârcıyı aciz bırakır. Nitekim Nemrud’u bir sinek öldürmüştür. Zalimliğin, büyüklüğün, kibirin… Hepsi bir sivrisineğin kanadında tuzla buz olmuştur. Demek ki Allah isterse, en büyükleri en küçüğe mağlup eder. İşte bu, Kudretin ta kendisidir... Kısacası diyeceğim şu ki; Sivrisinekler sadece biyolojik bir yaratık değil; küçüklüğün içinde saklı büyüklüğü gösteren, insanın aczini ve Allah’ın kudretini hatırlatan bir ayettir. Her canlı gibi, sivrisinek de Allah’ın ilminde bir yer sahibidir. Batuhan Çelik
❤️ 🤲 🌹 😔 😮 25

Comments