
Dr. Mehmet Sürmeli
May 21, 2025 at 08:30 AM
ALTERNATİF SİYASET
İslâmî yönetimde, idareciler emanetçidirler ve yönetimin merkezinde İslâm vardır. Her şey dine arz edilir. Dinden onay alan şeyler meşruiyet kazanırlar. Dinle çatışanlar ise gayr-ı meşrudurlar. Bu anlamda Kur’an, dinen meşruiyet ifade etmeyen kötü nitelikli kimselerle siyaset yapmayı yasaklamıştır. Kur’an’ın ortak siyaset yapmayı yasakladığı ve velayet hakkının devredilmesini istemediği kişiler şunlardır: Haddi aşanlar,[1] fesatçılar,[2] kâfirler,[3] zalimler,[4] böbürlenip övünenler,[5] günahkârlar,[6] çirkin ve kırıcı söz söyleyenler,[7] fesat çıkaranlar, bozguncular,[8] israf edenler,[9] kibirlenenler,[10] hainler[11] ve şımarıklar.[12] Hz. Peygamber’in yönetimini ve başarısının nedenlerini araştırırsak görürüz ki onun önderlik halkasında yukarıda saymış olduğumuz kötü niteliklerle bezenen hiç kimse yoktur. Peygamber Efendimiz Kur’an’ın onay vermediği kimseleri öne alarak siyaset yapmamış ve toplumu bu yıpranmış insanlar üzerinden irite etmemiştir. Resulullah’ın önderlik ve yönetici kadrosu geçmişleri sabıkasız ve ahlaken çok donanımlı karizmatik kimselerden oluşmuştur. Böyle bir anlayış yeniden ihya edilerek Müslümanlar için belirleyici ölçü hâline getirilecek olursa yeniden kurtuluş ve kalkınma dönemleri başlayabilir. Bunu zaman gösterecek ama İslamizasyon politikalarını Müslümanlıkla karıştıran basiretsiz insanlar İslâm’ın siyasal pratiğine herkesten çok karşı çıkarlar. Şayet Müslümanlar verili durumun etkisinde kalıp sağ ve sol jargonu kullanarak siyaset yapacak olurlarsa dünya sisteminin bir parçası olurlar. Zaten dünya sisteminin istediği de budur. Esefle belirtelim ki Müslümanlar; Kur’an ve Sünnetten yeni bir siyaset dili oluşturamadıkları, velayetle ilgili ayetlerden mülhem bir yönetim projesi hazırlayamadıkları, geçmişin imamet ve hilafetle ilgili görüşlerini hakikat adına dondurdukları, tarihi müktesabatlarını kurumsallaştıramadıkları, İslâm’ı dünya sisteminin alternatifi hâline getirme bilincini kaybettikleri, yükselen değerlerin etkisinde kalarak indirgemeci bir yolu tercih ettikleri, Müslümanlığın genişlik boyutunu yeterince kavrayamadıkları, politikaya kendi çıkarları açısından pragmatik baktıkları ve zulümle hesaplaşma bağlamında şecaatlerini kuşanamayıp korkak davrandıkları için siyasi anlayışlarını vahiy zeminine oturtarak yenileyemediler. Dünya ticaret merkezi eksenli firavni sisteme ne teorik ne de pratik anlamda alternatif de olamâdilar. Alternatif siyaset kurumu oluşturamadıkları için zımnen firavni sistemin varlığına ve devamına onay vermiş oldular. Anlayan ve işin şuurunda olan Müslümanlara göre bu pasif duruş ağır bir vebaldir. Bu vebalin altından kalkmanın birinci basamağı siyasal şirke karşı tavır almak, ikinci basamağı ise vahiyden mülhem yeni bir siyaset projesi hazırlayıp kurumsal hâle getirerek Müslümanları ve sonra da bütün insanlığı siyasal şirkin sultasından kurtarmaktır.
[1] Bak: Maide 5/3,87
[2] Bak: Bakara 2/205
[3] Bak: Âl-i İmran 3/32;Rum 40/35
[4] Bak: Âl-i İmran 3/57,140
[5] Bak. Lokman 31/18
[6] Bak: Hac 22/38
[7] Bak: Nisa 4/148
[8] Bak: Maide 5/64
[9] Bak: Enam 6/141
[10] Bak: Nahl16/23
[11] Bak: Maide 5/58
[12] Bak: Kasas 28/76
MEHMET SÜRMELİ
❤️
✅
👍
👏
5