
● İLİM MİHRÂBI
June 3, 2025 at 10:54 PM
Abdülhâlik-ı Gucdüvânî [kuddise sırruhû]'nun halifelerinden olan Hâce Evliyâ-i Kebir [kuddise sırruhû] büyük veliler arasında adı geçen ârif bir şeyhti. Aslı Buhara'dan gelmedir. Zâhiri ilim tahsiliyle uğraşırken bir gün çarşıda Hâce Abdülhâlik-ı Gucdüvânî [kuddise sırruhû] ile karşılaştığında şöyle dedi: "Elindeki eti ben taşıyayım." Gucdüvânî [kuddise sırruhû] eti taşıması için ona verdi. Eve kadar beraber geldiler. Evinin önünde Evliyâ-i Kebîr'e bakarak şunu söyledi:
"Bir saat sonra gel de, birlikte yemek yiyelim." Oradan ayrıldıktan sonra, kalbinde zâhiri ilme karşı bir istek duymadı. Kendinde şeyhin hizmetine karşı meyil hissetti. Bir saat sonra, Abdülhâlik-ı Gucdüvânî’nin [kuddise sırruhû] yanına gittiğinde Gucdüvânî [kuddise sırruhû] onu öperek şunu söyledi: "Sen benim oğlumsun." Bundan sonra ona bu yolu gösterip öğretti. Evliyâ-i Kebir de tarikat yolu ile meşgul oldu ve hocaya gitmeyi de bıraktı. Fakat her nerede hocasını görse hocası kendisini azarlar, ilmi bıraktığından dolayı kızıp şunu söylerdi:
"Medreseye dön ve ilmine devam et." O hocasının bu sözünü kabul etmez ama ona karşı cevap da vermezdi. Bir müddet sonra, hocası bir gece büyük günah işledi. Sabahleyin hocası ile karşılaştığında hocası yine Evliyâ-i Kebir'e sataştı. Bunun üzerine Evliyâ-i Kebir, hocasına şunu söyledi:
"Efendim, sen bu gece şöyle şöyle çirkin bir iş işledin; bir de bana ders verip, beni Hak yolundan uzaklaştırmaya çalışıyorsun!" Bu söz üzerine hocası çok utandı. Bu arada sûfiyyenin yüksekliğini ve üstün hallerini sezerek anladı. Hâce Abdülhâlik-ı Gucdüvânî’nin [kuddise sırruhû] huzuruna gelip tövbe etti ve tarikata girdi; onun huzurunda iyilerden oldu.
❤️
🤲
❤
🌹
15