*Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat itikadına sahip olmak hakkında Abdullah b. Alevî el-Haddâd [kuddise sırruhû] şöyle buyurmuştur:* "Ey kardeşim! İtikadını kurtulmuş fırka diye adlandırılan cemaatin itikadına göre güzelleştirmeye, ıslah etmeye ve düzeltmeye dikkat et. Bu fırka islâmi fırkalar arasında "Ehl-i sünnet ve'l-cemâat" ismiyle bilinir. Bunlar Resûlullah'ın [sallallahu aleyhi vesellem] ve ashabının bulunduğu yola sımsıkı sarılanlardır. Doğru bir anlayışla ve selim bir kalple iman ilimlerini içeren Kur'an ve Sünnet'in kesin hükümlerine baktığında, yine sahabe ve tâbiinden olan selef-i sâlihinin hayatlarını araştırdığında Ebü'l-Hasan el-Eş'arî'ye [rahmetullahi aleyh] nisbet edilen "Eş'ariyye" fırkasının hak yolda olduğunu kesin olarak bilirsin. O, hak ehlinin akaid esaslarını sıralamış ve delillerini yazmıştır. Bu akide sahabilerin ve tâbiinden seçkin olanların üzerinde ittifak ettiği akidedir. Bu akide her zaman ve her yerde hak ehlinin akidesidir. *Yine bu Ebü'l-Kasım el-Kuşeyrî'nin [rahmetullahi aleyh] meşhur risalesinin başında zikrettiği gibi bütün tasavvuf ehlinin akidesidir.* Allah'a hamdolsun ki bu yine bizim akidemiz, Hz. Hüseyin [radıyallahu anh] soyundan gelen ve Âli b. Alevî diye bilinen sâdâtlarımızın akîdesi ve Resûlullah'tan [sallallahu aleyhi vesellem] günümüze kadar gelen dedelerimizin akidesidir. _Yukarıda bahsedilen seyyidlerin muhacir dedesi olan Ahmed b. İsa b. Muhammed b. Ali b. İmam Cafer es-Sâdık [rahmetullahi aleyhim] Irak'ta bid'atların ortaya çıktığını, nefsanî arzuların çoğaldığını ve karışık görüşlerin meydana geldiğini görünce oradan hicret etmiştir. Hadramut'a gelene kadar yeryüzünde dolaştı ve vefatına kadar orada ikamet etti. Allah Teâlâ onun neslini mübarek kıldı ve onun neslinden gelen birçok kimse ilim, ibadet, velayet ve marifette meşhur oldu. Peygamber soyundan gelen bazı toplulukların maruz kaldığı bid'at ve sapkınlığa götüren nefsanî arzulara bu güvenilir imamın niyetinin bereketiyle ve fitne yerlerinden kaçıp dinini koruması sebebiyle kendi zürriyeti maruz kalmadı._ Allah Teâlâ çocuklarına terbiye veren babaları mükâfatlandırdığı gibi bize terbiye verdiği için onu da mükâfatlandırsın. Şerefli dedeleriyle beraber onun derecesini de en yüksek derecelere yükseltsin. Bizleri de din değiştirmeden, fitneye düşmeden onlarla beraber haşretsin. Şüphesiz Allah merhametlilerin en merhametlisidir. *Mâturidiyye mezhebi de yukarıda bahsettiğimiz her şeyde Eş'ariyye mezhebi gibidir.* Her müminin itikadını korumak için, büyüklüğü ve ilimde derinliği kabul edilmiş imamların akidelerinden bir akideyi ezberlemesi gerekir. Zannetmiyorum ki böyle bir akide arayan kimse, İmam Gazâlî'nin [rahmetullahi aleyh] ihyâ adlı eserinde akaid esasları kitabının birinci bölümünde zikrettiği akide gibi kapsayıcı, şüphelerden uzak ve yanlışlığa sevkedici şeylerden sâlim bir akide bulabilsin. O halde ona sımsıkı sarıl. Eğer daha fazla bilgi istiyorsan akaid kitabının üçüncü bölümü olan "Risâle-i Kudsiyye'ye bakabilirsin."