Dr. Batuhan Celik
Dr. Batuhan Celik
June 12, 2025 at 10:07 PM
"Her şey" kelimesi, aslında sadece bu sınırlı dünyaya ait bir kelimedir. Dünyada neye baksan… yediğin ekmekten, içtiğin suya; giydiğin elbiseye, sürdüğün arabaya; karşılaştığın insanlara kadar her şeye bir sınır çizilmiştir yüce Allah. Etrafımızda gördüğümüz ne varsa “her şey” diye tanımlarız ama aslında bu kelimenin bile dünyada bir sonu, bir sınırı vardır. Çünkü dünya, faniliğin ta kendisidir. Burada "her şey", aslında "az şey"in genişletilmiş halidir. Ama ahiret… Cennet… işte orada “her şey” kelimesi anlamını yitirir. Çünkü orada hiçbir şey sınırlı değildir. Cennette ne “yoruldum” dersin, ne “sıkıldım” dersin… Ne “öf” çekersin, ne de “özledim” diye iç geçirirsin… Çünkü acı, yorgunluk, hüzün, bekleyiş, eksiklik, hasret, ayrılık… bunların hepsi dünyaya ait duygulardır. Cennet hayatında bu kelimeler lügatten silinir. Onları duyamaz, hissedemezsin. Çünkü ihtiyaç da kalmaz. Bu dünyada ne çok yorulduk… Kaç geceyi gözyaşlarıyla ıslattık… Kaç sabahı boynu bükük karşıladık… Ruhumuz kaç kez parçalandı da yine de yaşadık… Ama Cennet öyle bir yerdir ki, bu hislerin gölgesi bile dokunamaz sana. Cennette “yok” kelimesi bile yoktur… Çünkü her şey vardır, ama sonsuz ve kusursuz haliyle. Ve biz… biz aslında bu sonsuzluğa henüz hiç tanık olmadık. Gözümüz görmedi, kalbimiz hissetmedi, ruhumuz anlamadı. Orada karşımıza çıkacak olan güzelliklerin çoğu, hayal sınırlarımızın bile dışındadır. Biz dünyada sadece kırıntılara şahit olduk. Cennet, öyle bir güzellik ki; ilk kez gördüğünde kalbin “işte bu!” diyemeyecek kadar şaşıracak. Cennette bedenimiz bile farklı olacak. Yorulmayan, hastalanmayan, yaşlanmayan, kusursuz bir şekilde yaratılmış… zihin ise unutmayı bilmeyen bir hafıza ile donatılmış olacak. Ne geçmişin acısı, ne geleceğin korkusu… sadece şimdi ve mutlak huzur… Ve Allah… O, kullarına öyle ikram eder ki, kul gözyaşları içinde secdeye kapanır: “Ya Rabbi, yeter… O kadar verdin ki, ben bunu hak etmedim. Kaldıramıyorum bu güzellikleri…” der. Ama Allah, sınırsızlığın sahibidir. O vermekten yorulmaz. O’nun hazinesi eksilmez. Ve kulun "Yeter!" demesiyle birlikte, Allah yine verir. Çünkü O, kuluna sınırsız rahmetle yaklaşır. Kulu ne isterse; Allah daha fazlasını verir. Araya sınır koymaz. Ne kendisiyle kulunun arasına, ne de nimetleriyle kulunun arasına… Yani Allah’ın ihsanı, kulun tahayyülünü kat kat aşar. Kul, Cennet’te bir renge hayran kalır… Allah binlercesini gösterir. Bir meyveyi tadınca mest olur… Allah milyonlarcasını sunar. Bir manzara karşısında nefesi kesilir… Allah her anını nefes kesici bir güzellikle donatır. Ve sonunda kul anlar… Asıl hayat şimdi başladı. Çünkü dünya sadece bekleme salonuydu. Asıl vuslat, asıl sevinç, asıl huzur, asıl sonsuzluk burada başlıyor… İşte böyle… Allah, razı olduğu kullarına öyle bir yer hazırlamış ki, orayı düşündükçe bu dünyada çekilen her acı, anlam kazanıyor. Cennet, bir hayal değil. Allah’ın sözüyle sabit bir hakikattir. Ve o ebedi yurdu Rabbimiz, seni ve bizleri oraya layık kılsın… Batuhan Çelik
❤️ 🤲 🌹 ♥️ 🌸 👍 💚 40

Comments